Ben küçükken hümanizme çok inanırdım. Sevgiyle ve konuşarak her şeyin çözülebileceğine inanırdım. Ama büyüdükçe çok fazla korku, kötülük ve güvensizlik olduğunu fark ediyor insan. Şanslıysak çok daha az tanık oluyoruz ama var olmaya devam ediyorlar… Sadece insan olduğumuz için ne zaman birbirimize merhamet ve hoşgörü göstereceğiz?
‘Eylül’ karakteri de bu gerçeklerle boğuşan biri. Toplumun acımasızca dayattığı kalıpların, sevgisizliğin ve dışlanmışlığın ağırlığı altında ezilip, sonunda yaşadıklarına daha fazla dayanamayarak hayatına son veriyor. Eylül’ün hikayesi, sadece bir kurmaca değil, maalesef gerçek bir olayı anlatıyor. Bu gerçeklik, toplumun bireyler üzerinde ne kadar yıkıcı olabileceğini, insanın yalnız bırakıldığında ne kadar savunmasız kalabileceğini gösteriyor. Uğur Kanbay’ın performansı, bu trajediyi o kadar derin bir şekilde hissettiriyor ki, hikayenin acısı içimize işliyor. Sevginin eksikliği ve dışlanmışlığın getirdiği o karanlık, insanı en çaresiz noktasına sürüklerken, merhamet ve hoşgörüye olan ihtiyaç her zamankinden daha açık hale geliyor.
Alan Kadiköy yeni açılmış bir sahne, Ayrılıkçeşme Metro durağına yakın. Öncelikle bu sahnenin kazandırılmasında emeği geçenlere tüm kişilere ve Kadıköy Belediyesine şükranlarımı sunarım. Benim tek itirazım var, kabul edemediğim bir söylem var: "Ayakta Gençler" kategorisinde bilet satmak sizce de çok kaba ve aşağılayıcı olmamış mı ? Kategoriye "Balkon-Genç Öğrenciler"yazılamaz mıydı ? Kadıköy Belediyesi Balkona gençlerin oturacağı, yeteri kadar sayıda(kapasite-mukavamet şartlanına göre) sandalye(ekonomik maliyette) koyamıyorsa, o zaman biz milletçe ölelim- intihar edelim !? Lütfen bu üslup ve gençleri ayakta bırakacak bilet satış politikasından vazgeçiniz ! 2022 yılında Kadıköy Belediyesinin olanaklarına hiç yakışmıyor.
Bir Ruhun Hikayesi / İstanbul Devlet Tiyatrosu