Yazdıkça kalemi tatlanan Ahmet Sami bir masal yazdı, Emrah Eren ve beraberinde emeği geçen herkes bu masalı renklendirdi, Ayça ve Fatih Koyunoğlu ise bize bu masalı yaşattı.
Adı bile oyunlu bu aşk hikayesi kendisine, aşka yaraşır şehir İstanbul'u yer seçmiş. İçinde İstanbullu şairlerin hayaletleri, aşkçelenciler, ufak bizler kuklalar, "konuşan dekorlar", hüzne dalınacağı anda sizi oradan çıkaran tebessümler ve daha pek çok incelikler var.
Aşk hikayem cebimden düştü mü bilmiyorum ama ben müsadenizle Fındıklı'daki çeşmeyi aramaya gidiyorum:)
Bizi bu biraz uzun masala ortak edip "düş ortağı" yaptığınız için teşekkürler Tiyatro Hayali. Yolunuz açık, alkışınız bol olsun.
Bu dünyaya veda eden bir Albatros çiftinin ruhları bu kez bir erkekle kadına ruh eşi olmak için dünyaya inerler. Küçülürler, küçülürler ve parmak kadar olup, Ayça'yla , Fatih'in cebine, aklına girerler. Birbirlerini yani ruh eşlerini bulmayı başarırlarsa ne ala. Bulamazlarsa zaten yaşadıkları başka bir hayatları, yaşayacakları farklı olasılıkları var. Ama küçük Ayça'yla küçük Fatih ellerinden geldiğince Ayça'yla Fatih'in karşısına ortak tesadüfler çıkarmaya çalışırlar.
Mekan istanbul, pikapta Rana Alagöz çalıyor, Hikayede Çalıkuşu'nun Feridesi de var, melek kanatları olan ozan da, roman kahramanlarına elbise diken kör terzi de, Martin Eden de, Kuyucaklı Yusuf da. Üstelik parmak kadar olanlar sadece küçük Fatih'le Ayça değildir, doğru zamanda doğru yerde olmayı başarırsanız parmak kadar olan İstanbul'lu şairlerin muhabbetine de tanıklık edebilirsiniz.
Sonu mutlu mu bitti, ruh eşleri kavuştular mı, mutluluk için illa kavuşmak mı lazım, kavuşamazlarsa mutluluk ihtimali olmaz mı, bu soruların cevabı seyircide saklı.
Oyunun ismini Baba Sahnenin Aralık programında görünce hemen künyesine baktım. Yazarın Ahmet Sami Özbudak, yönetmenin de Emrah Eren olduğunu görünce düşünmeden aldım biletimi. Oyunculara bile sonradan baktım. O da ayrı sürpriz oldu zaten. Tiyatroadam'da pek çok kez izlediğim Fatih Koyunoğlu çıktı karşıma. Kendisi gibi tiyatrocu olan eşi Ayça Koyunoğlu'yla birlikte Fatih, küçük Fatih, Ayça, Küçük Ayça ve diğer karakterlere başarıyla can verdiler.
Ahmet Sami Özbudak'ın kalemini çok seviyorum. Aslında klişe diyebileceğimiz bir konuyu,hayal tadında bir masala dönüştürüp, kulağa şiir gibi, müzik gibi gelen kelimelerle anlatmış bize. Emrah Eren çok yaratıcı ve zekice sahneye koymuş eseri. Geçişler, dekor kullanımları, parmak kuklalar, velhasıl şenlikli bir anlatım.
Sahnedeki hayale ev sahipliği yapan çok işlevsel, dönen, dönüşen yanan, sönen, oyuncaklı, cikcikli dekor ve bir araya geldikleri zamanlarda birbirini tamamlayan kostümler. (dekor ve kostüm tasarımı Merve Yörük) Oyunun etkileyici ve akılda kalıcı müzikleri (müzik Deniz Bayrak) ve Fatih Koyunoğlu ve Ayça Koyunoğlu'nun başarılı performansları. Yüreğime dokunan bir oyun oldu Aşk Hikayen Düşmüş. Yolu açık, alkışı bıl olsun.
Aşk Hikayen Düşmüş / Tiyatro Hayali