Öldükten sonra huzur bulamayan ve tarihe yön vermiş iki fizikçi ile onları hayatın gerçekliğiyle yüz yüze getiren Margrethe'ın geçmişleriyle hesaplaşmalarını konu alan oyun, "belirsizlik" kavramı üzerinden seyircinin beynindeki nöronları hareketlendiren ve felsefi açıdan da derinliği bulunan bir denklemin içinde yolculuğa çıkarıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın kaotik ve boğucu atmosferi içinde tartışmaları alevlendirip soru işaretlerini birbirine ardına sıralatan bir ziyaretin anatomisini, bireyse hafızanın da yardımıyla yapmaya çalışan oyun, tartışmaya açtığı politika, etik, bilim ve tarih tartışmalarını da alevlendiriyor.
Yoğun diyaloglar ve fizik temelinden kurulan böylesine bir oyunu izleyebilmek ülkemiz için büyük bir kazanım çünkü benzer konuların işlendiği, farklı anlatım olanaklarının geri plana atıldığı ve en önemlisi tiyatro sanatının zarif duruşuna uygun oyunlarına ilginin daha düşük olduğu ülkemizde seyircisinin zihnini tatlı-sert bir biçimde zorlayan bu tip yapımların varlığı, tüm o ışıltısıyla kendisini açığa çıkarıyor.
Bunun yanında sahnedeki her üç oyuncunun da birbiriyle olan bağı ve bunun üzerinden kurulan çatışma ve birlikteliğin tasviri de oyunun başarısını yukarı taşıyan etmenlerin başında geliyor. Zor bir metne sahip olmasına karşın seyircisinin algılarını her an açık tutmayı başaran dinamik bir anlatım ve ışık kullanımıyla dikkat çeken oyun, bilimin aydınlatıcı fakat bir o kadar da çetrefilli yüzünü sevenlerin kaçırmaması gereken bir iş.
Kopenhag / Hausbühne