Tarihte “Dans Salgını” olarak bilinen ve toplumsal bir histeri örneği olarak yorumlanan o gizemli olay: İnsanların, kendilerini ölene dek dans etmeye mecbur hissettiği bu garip "veba." Bugün İstanbul Tiyatro Festivali’nde, Arter Karbon’da, bu tuhaf tarihi olayı Tuğçe Ulugün Tuna'nın koreografisiyle sahnelenmiş haliyle izledik.
Vücutlarını adeta onlarca saat esnetmişçesine ustalıkla kullanan 11 genç dansçı, yaklaşık bir saat boyunca duyguyu, hareket tasarımlarıyla bize geçirdi. Tuğçe Ulugün Tuna’nın performans sonrası sözleri izlediğim sanat eserinin bende bıraktığı duygulara tercüman oldu:
“Hareket edebilme kabiliyeti yaşamı kurtarır. Dans ise varoluşu. Var ve oluş arasına bir nefes koydum, birbirine bakabilsinler diye…”
DansSalgını, umarım yurt içi ve yurtdışında daha uzun süre sahnelerde yer alır.
Dans Salgını