Yorumların çoğunu abartılı bulduğumu söyleyebilirim öncelikle. Özellikle bazı yorumları okuyunca oyuna gitme konusunda tereddüt etmiştim, bu kadar vurucuysa etkilenip kötü olmayım diye..O şekilde olmadı gerçekten de... Öncelikle Dilara Hanım'ı tebrik ederim tek kişilik, çok dekor ve materyali olmadan, akıcı, dikkat toplayan ve nefessiz bir performans sergilediği için. Metin gayet güzel ve içine alıyor sizi, hikaye tanıdık gelebiliyor.
Olumsuz bir kaç yorumum var onlar da şu şekilde...
Öncelikle oyun beni tam anlamıyla içine almadı, boyut kavramında bazı noktalarda kafamda o nesne canlanmadı, yaşlı tiplemesi biraz havada kaldı ( ki geçen hafta bir terennümü izlediğimi düşürsek baya bir hava da kaldı ),sanki bu hikayeyi çoğu oyuncu oynayabilirmiş gibi geldi. Ki bir oyunda benim için etkilenmek, o oyunu başkasından izleyemem yada izlersem tat vermeyecek hissidir. Yorumlarda ağladık yıkıldık kahrolduk yorumları gördüm, benim gözlerim bile dolmadı yada salonda ağlayan kimseyi görmedim, ne yanımda ne başka sıralarda.( bu çok önemli bir kriter değil ama yorumların abartıldığını düşündüğüm için değinmek istedim ). Cüce olayına gelince, bence uyumlu olmuş metinde, bahsedilebilir ve sarkastik bir biçimde tiyatroda ele alınabilir, burada yerinde olmuş ben de dahil olmak üzere, seyirci en çok bu sahnelerde güldü. Tavsiye edilebilir bir oyun ama 8.8 puan biraz iddialı bu oyuna, hakettiğinden daha yüksek bir puanda seyrediyor oyun bence.
Okul yıllarında, özellikle ilkokul çağında öğretmenle göz göze gelmek tatlı bir heyecandı çünkü o an seni tahtaya kaldırırdı. Oyun o yılları hatırlattı, Bora Akkaş ile göz göze gelen, baba oldu, hoca oldu, sevgili oldu. Bu yönüyle tatlı bir heyecan yaşattı, keyifli bir zaman dilimi geçirdi, güldürdü ve düşündürdü, sevdim. Emeği geçenlere teşekkürler
Sendrom / Fact Tiyatro