Hücreler - BKM
Oyunu 12 Mart 2024 tarihinde izlemiştim. Ama o kadar büyük bir hayal kırıklığıydı ki, elim gidip de bir şeyler yazmadım. Oyun yine sahnelenmeye başladı. Ben de gecikmeli de olsa oyun güncelliğini koruduğu için bir kaç satır karalayayım dedim.
Oyunun konusu aslında çok ilgi çekici. Olaylar hayati tehlikeye maruz kalan bir organizmanın hücrelerinin içinde geçiyor. Hücre içindeki yapıların hayatta kalmak için verdiği "ironik sürreal mücadele" zengin dekor ve kostüm desteğiyle anlatılıyor. (tırnak içindeki kısım tanıtım metninden aynen alınmıştır)
Bu enteresan ve çok şey vaat eden konunun üstüne, bir de her biri deve dişi gibi olan harika oyuncu kadrosu da eklenince, beklenti ister istemez tavan yapıyor. Ben de bu tavan beklentiyle oyuna gittim.
Beklentiyi destekleyen çok keyifli bir dekor bizi karşıladı. Oyun başlayıncaya kadar her şey çok güzeldi, o andan sonra her şey baş aşağı gitti diyebilirim.
Metin darmadağınık olduğu için konuyu tam olarak anlayamadım. Oyun bir harala gürele içinde başlayıp bitti. Cengiz Bozkurt ve Deniz Cengiz'in olduğu bir kaç sahne dışında gülümsemeden izleyip bitirdim oyunu. Aslında bu kadro, bu prodüksiyon, böyle bir konuyla böyle bir sonuç, bence o da kendi çapında bir başarı. Harika olabilecek bir iş fena halde ıskalanmış. Çok da yazık olmuş.
Benim izlediğim akşam seyircinin genel tepkisi benimki gibiydi. Ama oyunu izleyen arkadaşlarımın bazıları, kendi izledikleri seansta seyircinin çok gülüp, çok eğlendiğini söylediler. Bunu da subjektif gözlem olarak burada belirtmek isterim.
Bana sorarsanız oyunun en güzel kısmı selam bölümüydü. Balonlar falan pek bir eğlenceliydi. Ben de uzun uzun çekmiştim. Merak edenler instagram sayfamdaki paylaşımdan izleyip tadını çıkarabilirler.
Biz Türkler biliyorsunuz kendi kendimizin ayağına sıkmayı çok severiz. Bu oyun nasıl 7.4'te kalır (ben yazarken bu yorumu bu puandaydı) gerçekten inanamıyorum. Geçen dünyanın en iyi prodüksiyonu ile takdim edilen The Little Prince'e gittim ve bu oyunun 10 katı fiyattı. Millet alkış kıyamet falan. Oysa çok vasattı, Uçmak oyunu kesinlikle çok daha iyiydi. Yorumlarda 1 puan veren var ya. Yemekteyiz programında bile 3 ile başlıyorlar :) Kesinlikle 8.5 puanı hak ediyor bunu yakalaması için 10 puan veriyorum :)
Öncelikle dekor, kostüm, ışıklar, müzik müthişti. Oyunun açılışındaki İstanbul betimlemesi inanılmazdı. Sadece Galata kulesi ne bileyim 2. perde mi gözükseydi ve daha mı ön plana çıkarılsaydı.
Metin çok iyiydi. Geçmişi anlatan bu tarz oyunlarda mesela "Ben bir uçma projesi tasarlıyorum." gibi modern ifadeler bence olmamalı. Genelde oyunun dönemi ve metnini eşleştiremiyorlar ama bu oyunda geçmişi hissettiren güzel bir metin vardı.
Oyunculuk ise ne diyeyim ki ya;
Tolga Bey'e Oskar, Grammy, Emmy falan bir şey verilmeli. Yan roller çok güzeldi. Evliya, Lagari hepsi hepsi süperdi. Tarihsel gerçekliklere çok sempatik göndermeler vardı.
Hezarfen'in gördüğü rüya, sema anı, kahvehaneler, final sahnesi inanılmazdı ya.
Ancak oyun cidden uzun törpülenebilir. Hezerfen'in cinselliği, eşi, cariyesi ile olan sahnelere bence hiç gerek yoktu.
Çok ama çok keyifliydi. Azıcık zaman geçsin tekrar izleyeceğim.
Bu arada AKM'de bir ses sorunu cidden oluyor lütfen ciddiye alsınlar ve çözsünler !
Hasta Diyaloglar: ALO / Terhane Sanat