-
Normalde oyunlar hakkında yorumlarımı blogda yazıyorum ama bu oyun için uzun bir çözümleme yapamayacağımı ayrımsadım ve buraya yazmaya karar verdim. Dünkü (10 Mart 2024) sunumu izledik. Gerçekten güldürüyor izleyiciyi. Öte yandan tüm güldürüler böyle suya sabuna dokunmayan, garip şeyler midir diye bile düşündürttü bana. Sonra bu oyuna gülmemizin nedeni acaba espritüel insanlarla oturduğumuzda şaklabanlıklarına gülmemizle aynı mı diye düşündüm. Bir sürü gariplik var. En önemli gecede, anne babalar yok, komik enişte var, aynı adlı bir sürü insan, ya da bir filme saplanıp kalmış bir kadın ama ne yapmak istediğini anlamlandıramadığımız. Sonu da bağlanamıyor doğal olarak. Yine de oyuncuları başka oyunlardan da anımsıyorum (bizi en çok güldüren enişteyi yani Sertdemir'i ilk kez izledim, dizilerde rahat oynayacak fiziğe sahip Tekin'i de dedim ama izlemişim onu Gabriel'in Düşü'nde). Sahne gerisindeki ekibi de. Beraberce yeni bir şeyler yapmak istiyorlar her deneme de çok başarılı olmayabilir, bir külliyat olarak Türk tiyatrosunda yer edinecekler diye düşündüm. Kesinlikle sıkılmadım ama dediğim gibi çok da doyum almadım çünkü anlamlandıramadım.
-
-
İlk defa bir oyuna yorum yazma ihtiyacı hissediyorum. Öncelikle ve kesinlikle kapalı gişe oynayacak bir oyun değildi. Buna ben karar vermiyorum elbette ama kapalı gişe gittiğim oyunlarla ister istemez kıyaslama ihtiyacı hissediyorum. Ve ilk kez kapalı gişe bir oyundan sıkılarak ayrıldım. Oyuna duyulan ilgi bir PR başarısı olabilir ya da toplumumuzun duygu açlığı çeken, bazı duyguları kendi hayatında yaşamaktan korkan ve farklı duyguları ancak sanat eserlerinde deneyimleyebilen kesiminin gösterdiği gerçek ilgi olabilir, bilmiyorum. Bir enteresanlık var bu ilgide… Oyunun başlayabilmesi için oynadığı salonun tıka basa dolu olması gerekiyor ki salon önünde kayda değer bir kalabalık olsun. Oyunun uzun aralıklarla sahnelenmesiyle oluşan kıtlık dürtüsü ve oyunun başlayabilmesi için kalabalık ortama ihtiyaç duyulması arasında bir korelasyon durumu mevcut. Yani kasıtlı bir ilgi ortamı yaratıldığını düşünüyorum. Senaryonun çok sıradan ve gündelik olaylarla dolu bir yaşam öyküsünü anlatmaktan öteye geçtiğini göremedim. Evet, seyirci koltuklarının arasında dolanmak, oyuna sahne dışında başlamak artık klişe şeyler. Vaadedilen o farklı deneyimi ben hissetmedim; tek farklı deneyim oyunun yarım saat geç başlaması ve salon dışındaki daracık ve havalandırmasız alanda 500 kişinin içinde ayakta beklemenin verdiği rahatsızlık oldu. Hayatımda 2. kez bir oyunda “artık bitse de gitsek” düşünceleriyle oyunun biteceği anı iple çekmeye başladım. Oyun boyunca zihnime hiçbir merak tohumu düşmedi. “Acaba şimdi ne olacak”, “bu neden böyle oldu” veya “aaa ben şok” diyeceğim hiçbir şey yoktu. Klişe bir konunun bu kadar uzun uzadıya anlatılması, içine her ne kadar farklı anlatım ve sergileme teknikleri eklense de bana “farklı bir deneyim yaşadım” dedirtmedi. Son olarak oyunculuklar ve sahne dekorları iyiydi. Oyuncuların hızlı zaman, durum ve karakter geçişlerini sergilediği anlar çok başarılıydı. Müzikler ve ses tasarımı oldukça tatmin ediciydi. Işık oyunları güzel kurgulanmıştı. Salona oyunun son yarım saatine kadar çikolata kokusu basıldı. İlk başta güzeldi fakat zaman geçtikçe beni baymaya başladı. Oyun eğer olduğundan yarım saat kadar kısa olsaydı muhtemelen 7 puan verirdim. Çok gereksiz uzundu ne yazık ki ve bu gereksiz uzunluk aslında bende olumlu izler bırakabilecek durumları da olumsuza çevirdi.
-
Yuksek beklentiyle gittigim ama hayal kirikligi yasadigim bir oyun. Oyunun caktirmadan fuayede basliyor olmasi diyelim ki deneyimsel bir yaklasim. Ama bu kadar kisiyi yarim saat ayakta bekletmek seyirciye saygisizlik! (20:30 da baslamasi gerekirken 21:00 de anca seyirciyi salona almaya basladilar) Farkinda olmadan cok iyi yerden bilet almisim (en arka siradan), onlerde oturanlar boynumuz agridi diye yorum yazmislar, bence de haklilar. Kadin oyuncunun abartili ve hep ayni beden dili /yuz mimikleri bana bir sure sonra itici geldi. Doktor rolundeyken bile nerdeyse ayni beden dili, cok ilginc. Kendisiyle ilgili soyleyebilecegim tek olumlu sey duru guzelligi. Iki oyuncudan da bana duygu gecisi olmadi, bir “olmamislik” hissinden kurtulamadim bu oyunda. Kimse kusura bakmasin ama bu kadar yuksek bir puani hakettigini dusunmuyorum. Ben bol notlu bir izleyici olarak en fazla 5 diyebilirim, o da farkli bir deneyim yasatma cabalarindan dolayi.
-
Ikimizin de begendigi bir oyun bulduk cok sukur :)))
Yan Dünya / kumbaracı50