Oyun, Layla Önlen'in fiziksel sınırlarını zorladığı, seyircinin dikkatini tetikte tutan, tutmak ve bırakmak temalı dört kısımdan oluşuyor. İlk kısımda okuma yazma bilmeyen, evli ve çocuklu Iraz'ın ellerinde poşetlerle otobüs durağında otobüs beklerken geçmişini hatırlayıp beyaz atla çocukluk evine gelenin onu okumaya götürecek öğretmen değil şimdiki kocası olduğu anlatılıyor. Yaklaşık 20 dakika boyunca oyuncunun her iki kolunu yana açıp poşetleri taşıması takdire şayandı. Absürt, serbest çağrışımlı, tekrarlayıcı olan ikinci kısımda oyuncu bir tezgah üzerinden hızlıca bıçak ve kaşık alırken kasklı kafasına tavayla vurdu. Büyülü gerçekçi olan üçüncü kısımda, mutsuz bir evliliği olan, eğitimli, beyaz yakalı bir kadının işyerindeki bir kadına saldırması ve aynı işyerinde hoşlandığı bir erkekle beyaz atla kaçması sahneleniyor. Oyuncu, önceki sahnedeki iki tezgaha çıkıp onları bir takunya gibi giyerek yüksek, devasa, gürültülü adımlar atarak yine fiziksel sınırları zorladı. Oyunun son kısmında aksesuarları halata bağlayıp kendi etrafında dönerek savurdu. Layla Önlen hem beden gücü hem de duygusal aktarımı ile harika bir performans sergiledi. Tezgahın takunya olması nefisti. Beyaz at, kadın olmanın taşra ve şehir yorumu için araç olmuş. İzlediğim en başarılı performatif tiyatro oyunlarından biriydi.
Tut! Bırak! / Theater Antract