tiyatro'dan gram anlamadiginizi burada bu yorumunuz ile belli etmis oluyorsunuz.
Nezaket Erden’in “Dirmit”i, hafızama bambaşka bir yerden kazındı. İlk andan itibaren, sanki kendi çocukluğumu, kendi annemi babamı, hatta bizim mahallenin eski günlerini seyrettim. Bu kadar tanıdık, bu kadar içten… Oyunculuğu öyle doğal, öyle sahici ki, insan bir süre sonra unutuveriyor karşındakinin bir oyuncu olduğunu. Sanki sahnede gerçekten Dirmit var.
Tek başına onlarca karakteri canlandırıyor ama en çok da o küçük kızın inadını, içine sığmayan hayallerini, yutkunmalarını duyuyoruz. Dirmit’in kalbi, bizim kuşağın çok iyi bildiği bir kalp aslında: Çok şey hisseden ama susmak zorunda kalan bir kuşak.
Oyun bittiğinde salondan çıkamadım bir süre. İçimde bir sızı kaldı.
Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit / Tiyatro Hemhâl