Bu sıradışı oyunun Alan Kadıköy’de prömiyerini izledim. Oyunda en çok sevdiğim şeyi ilk önce söylemek istiyorum; oyuncular asla acele etmiyorlar, olduğu gibi veya olması gerektiği gibi oynuyorlar ki bu da hünerli oyunculuklarının eseri. Bu oyunu sevmeyecek çok kişinin çıkacağından eminim çünkü oyun başlı başına bir belirsizlik abidesi. Bizim nadide ülkemiz insanı belirsizliği ne yazık ki sevmiyor. Net insanlar kendileri her zaman(!) Belirsizliğin yeri geliyor gayet mizahi ve eğlenceli, yeri geliyor gayet de duygusal ve romantik şekilde bizlere aktarıldığı bir oyun. Belli belirsiz oyundan hatırladığım bir replik; “Şimdi biri çıkıp gelse, bagajdan baltayı alsa, kollarıma saplasa, seni yine bırakmam, sarıp sarmalarım” gibi… Evlilik olgusu bu ülkede başlı başına her daim aşırı abartılan ve insanların gündeminden gereksiz yere düşmeyen bir şey. Bu oyunda da evlilik yaşamış, bitirmiş ve henüz bitir(e)memiş olan eski bir sevgili çifti görüyoruz. 23 sene geçse de üzerinden bitmeyen aşk bitmiyor. Bu kadar net. Bitmeyen bir aşkı, belirsizlik adında bir çorbayla seyirciye sunan metin baharatları kafasına göre rastgele serpiştirmiş. Ölen bir anne baba mevzuu da bu baharatlardan. Oyunda kullanılan mikrofon, hayali sigara/sandviç/şarap/kablo vs., hicivlenen şiir başarılıydı. Hayatın ne olduğuna dair verilen aforizmalar, bana Füruğ’un bir şiirindeki birkaç dizeyi anımsattı. Oyunun kadının tek başına olmasıyla başlaması ve adamın tek başına olmasıyla bitmesi de hoş olmuş. Açıkçası IKSV tiyatro festivalinde nihayet beğendiğim bir oyun diyebilirim. Işık ve sesteki başarı çok çok çok iyi kesinlikle. Sahne tasarımı, gittiğim bir önceki oyun İspat’ı anımsattı; yerde kurumuş yapraklar vs. Tabii ki o pek tatlı VosVos’u göz ardı edemeyiz. Değişik ama temposu biraz düşük bir oyun. Tüm ekibin emeğine sağlık. Alkışınız bol olsun.
Bagajdaki Balta / kumbaracı50