Oyun okumanız tek yanlı ve tamamen subjektij bayım.Ve Aşırı uçta karakterize edilmiş iki oyuncu tanımlamanız ayakları havada maalesef..
Türkçeye Suratına tiyatro diye çevrilen ‘’in your face’’ akımının örneği bir oyun metninin temsilinden bahsetmemiz gerekir. Bu oyun özelinde normalliği ya da sıradanlığı aramak metnin ruhuna kökten aykırı. Ve hatta Makbul olanın peşinde olmayan bir metin demek de yanlış olmaz.
Tiyatrolar.com üzerinden oyunları puanlama işini ne kadar da ciddiye almışsınız .Ve ayrıca 10 puan a karşı alerjiniz mi var bilemedim... Ben oyunu beğendim. Oyunculukları beğendim. Dekoru,kostümü,ışık müzik akış (tasarım-ı NİZAM ı) gayet başarılı buldum.ve 10 puan verdim. Bu sizi neden bu kadar rahatsız etti anlamadım.Benim 10 puanım size nasıl hakaret oluyormuş ben çözemedim.. İzlediğiniz oyunlara verdiğiniz puanlar ile siz kendi birikiminize bakış açınıza puan veriyorusunuz dur kimbilir .Siz Gerçek Mütemadiyen Oyun izleyicileri olarak istediğiniz puanı vermekte özgürsünüz. Size kimse neden beğenmediniz diyemez ki..ya da neden düşük puan verdiniz diyemnez.. Verdiğiniz düşük puan ile hakaret ediyorsunuz diyemez…Basit bir Puanlama işini GERÇEĞİN ARAYIŞI na çevirmeniz tam olarak acınası bir durum yaratıyor olabilir mi?
Sizin oyuna ilişkin eleştiri noktalarınız doğru bile olsa ,eleştiri-yorum yaparken kantarın topuzunu kaçırdığınızın henüz bile farkında olmadığınızı üzülerek görüyorum. ‘PoH POH lama yorumları ‘ diyerek bile bir aşağılama peşinde olabilir misiniz? Siz, bu oyun kötü dediniz diye , gerçekçilik ve samimiyet bulamadınız diye ve hatta aşırı derecede hassaslık gösterecek bir rahatsızlık yaşadınız diye bu oyun kötü-dür. Doğrudur. Siz iyi derseniz iyi güzel derseniz güzel kötü derseniz kötüdür. Ve işte bu tam olarak sizin öznel, kendi şahsi ,yorumunuzdur. Objektifliği temsil etmeniz insan doğası gereği imkansız bayım.
Sayın Bayım ‘’Gerçek bir tiyatro izleyicisi ve objektif –eleştirel yorumlar yazabilme sıfatınız’’ maatteessüf bu oyun özelinde çuvallamıştır. Bu arada ;Sanatın insanları iyileştirme diye bir misyonu da yok bayım. Kendinizi kandırmayın…Sanatla kalın .. Sanatta kalın.. her tiyatro temsili eleştiriyi hakeder. Sorgulayan ,’doğru’ yu arayan yapıcı, sağaltıcı , kişisellikten uzak olmaya gayret eden , okuyanda saygı uyandıran , ‘yanlış’ olanı göstermeye gayret ederken ‘doğru’ olanı işaret edebilen , bilgi birikimi ile eğitici olan , bağlamını kaynak gösterebilen her türde eleştiriyi hakeder her tiyatro temsili.. Katkı sunma amacı dışında oyunun emektarlarına yada izleyicilerine yukardan bir tonla parmak sallamak eleştiri olamıyor zannımca.. ve kimsenin de haddine değil.. umarım ve dilerim doğru ifade edebilmişimdir…
Saygılarımla
'hassas konu ' anlayışınızı yargılamak kimsenin haddine değil elbette. Duyarlı bir tiyatro izleyicisi olmanız pekala mümkün..Neye göre kime göre aşırılıktan bahsediyorsunuz ? Anlayış kalıplarınızın dışında olan mıdır .? Aşırı olan..
ben size bir şey sormak istiyorum. oyunu oyunculukları tasarımı dekoru vs beğenmiş onca diğer izleyenlere hakaret hissi uyandıran bu yorumları hangi sıfatla ve kendinizi neyin merkezine koyarak yapıyorsunuz? siz beğenmemiş olabilirsiniz. ben de çok beğenmiş olabilirim. İnanın sadece bu kadar.
Sizin baktığınız yerden bakmayan insanları aşağılamak küçümsemek başka bir şey... oyunu oyunculukları dekoru vs eleştirmek başka bir şey.
siz sapı samanı karıştırmışsınız kusura bakmayın..
Tekrar soruyorum size ; 10 puan veren izleyicileri siz hangi sıfatla ve bir de ellerinden tutup ve hemi de ''bir yerlere'' götürüyorsunuz? ‘Oyun eleştiriniz’ olmamış....yorumunuza puan veremiyecem maalesef..
saygılarımla
Duygusal ihtiyacınızı karşılayacak bir oyun ile geldim. Metinde verilmek istenen güçlü hisler seyirciye gayet iyi yansıtılmış. Çiftimizin tanışma hikayesiyle başlayan oyun, hayatlarının ileri dönemlerini de göstererek aralarındaki bağın güçlenmesi ve harap olmasını bir arada sunuyor.
Küçük sahnelerde az sayıda seyirciye performans sergileyen oyuncuların çoğunlukla seyirciye kendini kanıtlama derdi oluyor ve bu durum oyunu metinden uzaklaştırıp yapay bir performansa dönüşüyor. Overacting bu tip gerçek hayat dramalarında çoğunlukla tercih edilmemeli diye düşünüyorum. Ceren Köse ve Bora Akın ise bu negatif durumdan gayet uzak kalıp oyunu doğal ilerlettiler. Ben kendimi manevi anlamda çiftin yakınında hissettim.
Dekora özel olarak değinmek istiyorum. Oyunu profesyonele taşıyan en önemli etmen dekordu. Zira küçük topluluklar ‘biz amatör bir iş yapıyoruz’un arkasına çok sığınıyor. Ben oyunda bunu hiç hissetmedim.
Yama, dikiş ve lekeler içeren kostümler ise epey dikkatimi çekti. Bana karakterlerin yıpranmaları, çatışmaları, yaşadıkları psikolojik ve duygusal baskının yansımalarıymış gibi geldi. Kıyafetlerdeki hasar tartışmalarında birbirini yıpratmaları, kıyafetlerdeki dikiş ve yama ise bu tartışmaların sonrasında aslında konuyu çözmeyip sorunları çözdüklerini varsaymalarını, sıkıntılarının üstünü örtmelerini gösteriyordu. Lekeler de yine bu karanlık taraftan kalan izler olarak tanımlanabilir.
Çiftimizin tanışma hikayesiyle başlayan oyun, hayatlarının ileri dönemlerini de göstererek aralarındaki bağın güçlenmesi ve yıpranmasını bir arada sunuyor. Sahneyi ve tiyatroyu hissetmek için tercih edeceğiniz güzel oyunlardan biri olmuş.
#