Ben oyunu sevdim. Aslında Fatma Nudiye ismini ilk kez duymuş olmaktan da utandım. Dramaturg çok iyiydi. Oyunun tabut (ölüm) ile başlayıp çiçekle (doğum) bitirilmesi umut aşılar nitelikte. Siyasi duruşu olan kadınların hikayelerinin tiyatro sahnelerine taşınmasının ve oyuncuların hepsinin kadın olmasını çok değerli buluyorum. Bu tarz oyunların çoğalmasını diliyorum.
çok beğenerek izledim. Serkan Keskin'in muhteşem oyunculuğu ve maratonvari performansını, eskimeyen eser Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile sahnede izlemek paha biçilemez. Uyarlamayı da sevdim, çok önceleri severek okuduğum kitabını hatırlamış oldum
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın zamansız ve kült eseri Saatleri Ayarlama Enstitüsünün sahnede izleme ihtimali, haberi duyduğum ilk andan itibaren beni çok heyecanlandırdı.
Oyunu iki açıdan ele almak istiyorum. Kitabın oyuna uyarlanması ve uyarlanan metnin sahneye taşınması.
Benim için nerdeyse Nirvana mertebesinde olan bir kitap S.A.E. Ahmet Hamdi Tanpınar çok karmaşık bir olay örgüsü olan, içinde ana rol, yan rol onlarca karakter barındıran harika bir öyküyü kendine has lezzetli diliyle anlatmış. Serdar Biliş tarafından uyarlanan metin ise bazı karakter ve olayları göz ardı etmekle birlikte, seyirciye kitabın ana hatlarını ve mesajını, ana karakterleriyle birlikte vermeyi başarmış. Metin beni rahatsız etmedi, kitabı da bildiğim için, olay örgüsünde kopukluk yaşamadım. Tabi okurken tadına vardığım edebiyat lezzeti bende saklı.
Oyundaki tüm karakterler Serkan Keskin tarafından canlandırılıyor. Kaç karakter vardı saymadım ama hiç yoksa 30 karakter vardı ve hiç bir karakter birbirine benzemiyordu, kullanılan ufak tefek aksesuarlarla her karakteri tek tek sahnede görebildim.
Serdar Biliş tiyatroyla sinemayı birleştiren bir yorumla sahneye koymuş S.A.E.'yi. Oyunun sinema kısmını da sahnenin ortasına kurulan, elips biçimindeki devasa led ekranla kotarmışlar.
Oyunun geçtiği mekanlar hazırlanmış ve sahnede rolü olan tüm karakterlerle çekimler yapılmış. Bahsi geçen o "tüm karakterler" Serkan Keskin tarafından canlandırılmış. Ekrana bakıyoruz, yer gök Serkan Keskin'e kesmiş. Led ekranda film oynarken, sahnedeki Serkan Keskin, ufak tefek aksesuar ve kostüm değişiklikleriyle, gözümüzün önünde filmdeki karakterlerden birine bürünüyor. Filmden bir dekor parçası, led ekranın etrafına döşenmiş rayların üstünden sahneye geliyor, o karakter filmden kaybolurken, sahnedeki Serkan Keskin filmdeki Serkan Keskinlerle oynamaya devam ediyor. Kalabalık sahneler bu şekilde seyirciye aktarılıyor. Teknolojiyle yaratıcılık kol kola giriyor, hatta kucaklaşıyor, ben seyirci olarak mest oluyorum.
Serkan Keskin tüm karakterlerde çok başarılıydı ama benim favori karakterim Hayri İrdal'ın halasıydı. Kitabı okurken de en çok halayı sevmiştim zaten.
Çok keyifli bir oyun izledim. Emeği geçen herkese teşekkürler. Ahmet Hamdi Tanpınar'ı da bu vesileyle saygı ve sevgiyle anıyorum.
Yaftalı Tabut / İstanbul Şehir Tiyatroları