Yazacaklarım bıçak sırtı; yanlış anlaşılmak istemem. Oyunu yer yer ‘cringe’ buldum. İki sene önce Şahika Tekand’a başlamamış olsam muhtemelen ayakta alkışlardım. Metin, güç–din–otorite eleştirisini fars/karakomediyle, ‘Bilal’e anlatır gibi’ doğrudan kuruyor. Beden imgesi—özellikle ayak motifi—ısrarla merkeze alınmış; uzun ayak yalama/öpme tiradları pornografiye düşmeden sahnede. Büyük resim: iktidara yaranma pratiklerimiz, güce tapınma ve domine edilişimiz...
Mesajı doğrudan almayı sevenler ve dünyadan haberi bile olmayan aptallar için etkili olabilir; çevrenizde vurdumduymaz birileri varsa bilet aldırın—en azından bir kez olsun kendilerini sorgulasınlar. Ama dinler tarihi, felsefe, edebiyat, sosyoloji ve politika meraklısına çok yüzeysel: tiyatro değil de, çok kuvvetli bir performans, güzel bir iş izledim. En sert itirazım: celladın penisini kaybettikten sonra Tanrı’ya yaltaklandığı anlarda ‘feminenleşmesi’. Bu, cinsiyet rolleriyle yönelimi aynı sepete atan ucuz bir stereotip. Dünyanın bütün siyasetçileri/işadamları ve mafya iktidara ve güce yaranırken ‘erkeklik’ten vazgeçmiyor; aksine daha da parlatıyorlar. Beni en çok bu çarpık eşleştirme rahatsız etti —yanılıyor olabilirim diyeceğim ama yanılmadığıma çok eminim.
Barbaros Şansal - Burda Olmaz / Antre Production