ödenekli tiyatrolarımızın son zamanlarda sahneye koydukları çok kötü modernize edilmiş, uyarlama klasikler izledik. koskoca bir ekip, aylarca çalışıyor ve ortaya maalesef bu üzücü sonuç çıkıyor. don kişot'un yeni maceraları, savaş ve barış, ifigenya şehir tiyatrolarındaki hamlet aklıma ilk gelenler.
othello da modern bir uyarlama diyebiliriz. ancak pek çok yönüyle yukarıda saydığım oyunlardan ayrılıyor. artık ödenekli tiyatroda klasik bir oyuna gidilmez cümlesini kurmama engel oldu ve son dönemin benim için ilk büyük sürprizini yaptı. oyunu acayip keyif alarak izledim.
her ne kadar kostümde modern kıyafetler seçilmiş olsa da zaman zaman günümüzden cümleler kullanılsa da, oyun kısaltılmış olsa da benim dikkatimi, ilgimi kaybetmeden izlememe asla engel olmadı. bunda belki othello'yu daha önce okumamış olmam, konuyu hiç bilmiyor olmam da etkili olabilir. sanki yeni metin sahnelenmiş gibi kabul ederek izledim doğal olarak.
dekor açısından zayıf bir oyun olduğunu söyleyebilirim. bir terazi gibi makara sistemi ile çalışan çift yönlü sarkıçlar ve uçlarında kovalar... bu kovalar yeri geliyor bir metaforun parçası, yeri geliyor basit bir tabure, yeri geliyor gerçek bir kova... genel olarak değerlendirdiğimizde ise kovadan ibaret bir dekor yorumu yapılmıyor. işte bu havayı yaratmış olması zaten oyundaki marifet.
müziğin tiyatrodaki yerini, öneminin, etkisinin ne kadar büyük olduğunun muhteşem bir örneğini izledik othello'da. arka fonda çello ve canlı harika bir arya. bakın oyunun en büyük artılarından biri, pek çok sahnede tüyleri diken diken eden, sizi sahnenin, aksiyonun tam içine çeken canlı vokaller. emine ırmak bavkır'a hayran kaldığımı söylemekle birlikte ceren kayış'ı da tebrik ediyorum. özellikle oyunun son bölümünde yaratılan etki yine arka fondaki güçlü müzik ve bu başarılı kadınlar sayesinde kusursuzdu. bu paragraf oyuna verdiğim puanı tek başına 1 puan arttırmaya yetti.
oyuncuların performansları gayet iyi. yine sırıtan, aksayan bir karakter yok. othello'nun cinnet ve öfke performansının daha iyi olabileceğini düşünüyorum. kötü de değildi ama.
bir paragrafta bu oyundaki birtakım görsel uygulamalara, şiddetin sahnedeki kullanım tarzına açmak lazım. burası küçük spoiler içerebilir dilerseniz bir sonraki paragrafa geçebilirsiniz. konmasa veya kullanılmasa asla eksiği hissedilmeyecek olan koç sahnesi, dil koparma sahnesi. harikaydı gerçekten. zaten kullandığı bir nevi bu sanal dekor ile bende bu beklentiyi oluşturmuyorken bu denli gerçekçi detayların kullanılması ve şiddet içerikli detaylar olması tüm salonda o gerginliği hissettirdi, buna eminim.
othello ve desdemona'yı oynayan oyuncuların karı koca olmaları ve bu oyun ile birlikte daha önce de 3 oyunda birlikte çalışmış olmaları çok tuhaf değil mi? devlet tiyatrosunda böyle bir seçim, istek mümkün olabiliyor mu?
ezcümle, bu klasiği, önceki facialar ile bir tutmayın. izleyin, pişman olmayacaksınız.
Züleyha Bilen, Ses 1885'da olduğunu bildirdi
10 ay önce