Kemal, oyunculuk eğitimi almış ancak mesleğini yapma fırsatını hiç yakalayamamış, muhtelif iş deneyimleri neticesinde dublörlük yapan bir karakter. Tam da konu edinilen dublörlüğe yaraşır bir daimi (ve kısmen tehlikeli) aksiyon halinde buldum Kemal Uçar'ı. Sezonu sakatlanmadan bitirmesini dilerim:)
Salona girdiğimde sahnenin ortasında, içinde bir takım objeler olan demir üniteyi görünce, bir an için salon büyüklüğü ve ünite küçüklüğü arasındaki farkı yadırgamıştım. Ancak oyuncunun o düzeneği akrobat gibi kullanması yanında sahne geneline yayılan performansı takdire şayandı.
Palyaçolar için, gülen bir yüz, neşe saçan haller ve ardındaki hüzünden bahsedilir.
Oyundaki komedi hakimiyeti arasına serpilen hüzünler (ana baba özlemi, aşk acısı, mesleki tatminsizlik) bende bu palyaço hikayesi çağrışımı yaptı. Böyle bir denge sağlanması isabetli olmuş. Ancak bu geçişlerin hızı nedeniyle dramatik unsurlar bana pek geçemedi.
Güncel göndermelerin de yapıldığı oyuna dair şöyle bir son yorumum olacak, o da süre ile ilgili. Bunca dinamizme ve sahneye çok yakın oturmama rağmen (dikkat dağıtıcı unsur yoktu manasında diyorum bunu) yer yer oyundan koptuğumu belirtmeliyim. Bu oyun için tek perde şahane ama bence (yaklaşık) 1.5 saat biraz uzun:)
Bu akşam galasını yapan oyuna uzun bir ömür ve bol alkış dilerim. Emeği geçenleri kutlarım.
Dublörün Hikâyesi / Tiyatro Mitos