Öncelikle Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm'ünü maalesef henüz okumadığım için oyun hakkında bu yazıyı yazmak ne kadar doğru bilemiyorum ama bana bu kadar güzel şeyler hissettiren bir oyundan hala haberdar olmayanların var olması ihtimaline karşı bahsetmeden edemedim.
Oyunu seyirciyi getirdiği konum açısından çok başarılı buldum. Oldukça zor görünen anlatıcı-oyuncu rolünü Nezaket Erden o kadar güzel gerçekleştiriyor ki! Karşınızdaki köyden şehre göçmüş birini taklit eden biri değil de bunları size büyülü bir düşsellikle aktaran, sanki anlattıklarını o an tekrar tekrar yaşayan ''gerçek'' biri.
Köyden şehre göçen ve maddi-manevi birçok uyumsuzluklar ve sıkıntılarla karşılaşan Dirmit kızın pek kalabalık ailesini ve onlarla olan ilişkilerini anlatıyor oyun. Nezaket Erden romanı yüksek lisans bitirme projesi olarak sahneye Hakan Emre Ünal'la birlikte taşımış. Kendisine neden bu romanı ve Dirmit karakterini seçtiğini sorduklarında; romanın kendisine güç ve umut verdiğini, Dirmit'te kendine benzerlikler bulduğunu söylüyor.
Bu ülkede genç olmak zor, kadın olmak zor. Oyun sadece kadının toplumsal ahlak baskısına, batıl inançlara ve önyargılara direnişini değil de, her bireyin hayata bir şekilde tutunma çabasını gösteriyor. Dirmit bir bir gösteriyor, anlatıyor herkesi. Sahnenin çok yalın olması ya da sahnede tek bir kişi görmek gözünüze hiç de tuhaf gelmiyor. Çünkü Dirmit hikayesini tulumbaya anlatıyor. Dolaylı yoldan biz de misafir oluyoruz tek gözlü evlerine. Dirmit terbiyesinin bir ona bir buna gitmesine dayanıyor, sevdiği her şeyin bir bir elinden alınmasına dayanıyor, kendine yeni arkadaşlar buluyor, hayalleriyle yaşıyor. Doğayla ilişkisi çok güçlü olan Dirmit kendine acıma duygusunu barındırmıyor, dimdik duruyor. Yaşadığınız ne kadar kötü olursa olsun bunların ardından mutlaka çıkılacak bir delik olduğunu gösteriyor. Hikayeye yabancı olan anlıyor bu insanların neler yaşadığını, aşina olan güç buluyor kendinde. Yaşadığı acıları büyülü bir gerçeklikle, yalınlıkla ve en içten dille aktardığı için acıyı da doya doya hissediyorsunuz, Dirmit'in gücünden kaynaklanan komiklikleri de. Kısacası Dirmit hikayesi onla bir olan birçok insan ses çıkaramazsa diye bağırıyor. Onun durumunda olup gönlünün zincirlerini kıramayan herkesin yerine kırıyor gönlünün zincirlerini. Herkese de öğütlüyor ''Kırın gönlünüzün zincirlerini!'' diye. Akıllılığıyla- deliliğiyle, mantığıyla- yoğun hisleriyle, tüm samimiyetiyle kitabı okumuş- okumamış hatta hiç okuyamayacak birine bile ulaştırabiliyor hikayesini. Ben geç kaldım siz daha da geç kalmayın, hala görmediyseniz koşun eşlik edin Dirmit'in bir gecesine. Dertlerini anlatıyor, anlattıkça var oluyor sokağıyla, şiiriyle, köpek karıyla, dansıyla... Var olsun da. En kısa zamanda okuyacağım romanı yaratan ellere ayrı, sahneye taşıyan ellere ayrı teşekkürlerle! Seyyar Sahne durur mu? Durmasın! Oyun yorumları paylaştığım instagram sayfam:
@oyunoyunistanbul Herkesi bekliyorum!
Kübra Sümer, Ankara Devlet Tiyatrosu toğluluğunu favorisine ekledi
7 yıl önce