Oyunu dün Garibaldi Sahnesi'nde izledim.
Oyun metni ve oyunculuklar çok kaliteliydi.
Kadın erkek ilişkilerindeki dürüstlük-derinlik-iletişim-empati hakkında sorgulatıcı ve uyarıcı bir oyundu.
İzlediğim oyunlardan, "Babamın Kelimeleriyle"deki Lou, "Sonbahara Son Güller"deki Seniha Örnekses, "Suçsuzlar Çağı ve Suçlular Çağı"ndaki bankacı oradaydı ama tamamen farklı karakterlerde ve çok çok başarılıydılar. "Bir Ruhun Hikayesi" oyununun (çok değerli oyuncusu Zeynep Erkekli de dün akşam seyirciler arasındaydı) asistanı da oradaydı ve oyunculuğu çok başarılıydı.
-Spoiler içerir-
-Spoiler içerir-
Birinci öyküde erkeğin işiyle ve partneriyle ilişkisini dengede tutamaması, partnerinin duygularını yeterince anlayamaması, olaylara yüzeysel yaklaşımı, sorunu patronun kötü olması gibi bir "dış odak noktasına yükleme" tutumu, düşüncelerini zamanında net ve sözel olarak dile getirmemesi nedeniyle olanları izliyoruz. Erkek ofise, kadın kliniğe gidiyor.. Kadının sonradan dinlediği "telefon mesajı" ile daha da derinleşen üzüntüsünü hissediyoruz.
İkinci öyküde kadının bir "aydınlanma anı" ile eşini neden sevdiğini ve evliliğini neden sürdürdüğünü anlamasıyla evlilik dışı ilişkisini bitirmesini izliyor ve evlilik dışı ilişkideki erkeğin ise bu ilişkiye eşine yalan söyleme alışkanlığını içeren bir "adrenalin yükseltme eylemi ve değişiklik" olarak baktığını anlıyoruz.
Üçüncü öyküde evlilik içi bir güven sorunu gibi başlayan diyalogda erkeğin evlilik dışı ilişki olarak bir "aldatma ötesi aldatma öyküsü"nü öğreniyor ve kadının reaksiyon olarak yaptığı şeyle durumun bir "medea ötesi trajedi"ye dönüşmesini izliyoruz.
Her Şey Yolundaymış Gibi / İstanbul Devlet Tiyatrosu