50 dakikalık, tek perde, tek kişilik, yüksek enerjili, gençlik dolu bir oyun. Oyunun kendi kısa açıklamasında dediği gibi “bir büyüme ve öğrenme serüveni”.
Yazarı, oyuncusu aynı olan tek kişilik oyunlarda, oyuncu performansında, doğallığında, duygusunda, tonlamasında, özdeşleşmenin daha yüksek olduğunu düşünürüm çoğunlukla. Berfin Ertan, daha kapıda karşılayarak, o yüksek enerjisiyle bizleri içeriye buyur ederken, bunu hissettirdi bana. Kapı kapandıktan beş dakika sonra da artık o mahalledeydim, adadaydım. Tek sorunu yuvarlak olan adalar… Kendisini tebrik ediyorum, kocaman alkışlar. Enerjisiyle, beden ve ses hakimiyetiyle, sahneye çok yakışıyor. İlk izleyişimdi, son da olmayacak.
Yönetmen koltuğundaki Hakan Emre Ünal, yine güzel dokunuşlarıyla oyunu, oyuncusunu parlatmayı başarmış bence. Güzel reji, başarılı bir proje. Seyircisi, ışığı, alkışı bol olsun.
Oyunun hikayesine gelecek olursak, hikayemiz 15 yaşındaki bir kardeşimizin evinde, müzik eşliğinde başlıyor. Sirtaki… Belki de değildir. Ama ne önemi var. Önemli olan nasıl hissettiğin, öyle değil mi güzel kardeşim? 15’inden 18’ine kadar ki mahalleni, mahalleliyle ilişkini, arkadaşlarını, sevincini, ağlamanı, aşkını, heyecanını, okulunu, öğretmenini, anneni, babanı, dürboyu, kuzenin abiyi, intoyu, ve daha nicelerini ne güzel anlattın bize be. Gözümüzün önünde büyüdün ve o kapıdan 18 yaşında bir genç kadın olarak çıktın. Yolun açık olsun. Rakıyı çok kaçırma, hayatını dilediğin gibi yaşa. Hadi eyvallah.
Keyifle izleyeceğiniz, bol bol güleceğiniz, tatlı, enerjik bu oyunu listenize mutlaka alın. Şimdiden iyi seyirler.
Mahallemiz Eşrafından / Kiki