İbrahim Çiçek'in yönettiği ve başrolünde Merve Dizdar'ın olduğu İnsanlar, Mekanlar,Nesneler oyunu madde bağımlılığından kurtulmak için, ona geçmişini hatırlatacak her şeye mesafe koymak isteyen bir oyuncunun hayatından bir kesit sunuyor. Kahramanımız kendisini rehabilite etmek için bir sağlık kliniğine kapatır, grup çalışmalarına katılır. Anne babasıyla yaşadığı çatışmalar, tedavi gördüğü yerdeki hastalarla ilişkileri; rol aldığı oyunlardan yaptığı alıntılar ve dünyanın egemen söylemlerine karşı duyduğu nefret oyunun ana bileşenidir. Sahne geçişleri dans ve ışık gösterisinin bir araya geldiği, büyük dekorların ihtişamlı değişimi ile gerçekleşir ve buna oyundaki bazı tartışmalara ekibin bir cevabı gibi gözüken fikirsel katman eklenir. Makbul vatandaşa dönüştürme ya da hastayı iyileştirme sahnesi, dünyaya kafa tutan bir çılgın partiye dönüşebilir mesela. Bu abartılı ifadelemeye ve çalkantılı aksiyonlarına rağmen, oyunun en güçlü anlarında bile bir sahtelik göze çarpıyor, karakterler yapmacık hissettiriyor. 'Bir şeylere inanarak hayata anlam katmak mümkün mü' gibi geniş kavramsal sorunlar bile esaslı bir sorgulamaya dönüşmüyor.
İbrahim Barulay'ın oynadığı Apsolit oyunu, detaylarla zenginleşiyor, kağıt üzerinde klişe gözüken her temayı, bir çocuğun şaşkınlığı ve bir şeyleri ilk kez keşfetme çoşkusuyla tasvir ediyor. Yaşanmaz hale gelen bir Kürt ilinden büyükşehire taşınmak zorunda kalan, otoriter ve dindar bir babanın çocuğu olan İsmail'in hikayesini anlatan oyun, özel sanatsal yeteneklerin keşfini ve bu yeteneklerin sosyal eşitsizliklerle nasıl bir belaya dönüşebildiğini ele alıyor. Oyun dramatik keşiflerle doludur, büyükşehirin sokaklarında kayboluşu, ilk denizi görüşü, bir dert ortağı olarak annesi, arkadaşlarının her gördüğünde bir türkü istemesi, müzik hocası sayesinde 'ne olduğunu' anlaması ki kulakları hep uğuldamaktadır. Hikayeyi aceleye getirmeyen bu yaklaşım, oyuncunun müthiş yeteneği ile derin ve kapsamlı bir oyuna dönüşüyor.
İnsanlar Mekanlar Nesneler / IdPro