Birbirini adeta tekrar/taklit eden oyunlarla dolmaya başlayan tiyatro dünyasında, Tebdil her anlamda ciddi bir yeni soluk getiren bir oyun olmuş. Her ne kadar ilk öne çıkan özelliği gerçek bir kafede geçmesi ve kısmen sokakta da devam etmesi gibi görünse de, bence oyunun diğer yönleri çok daha baskın. Hatta, mekan olarak böyle bir kafe ortamı yerine geleneksel bir tiyatro sahnesinde sergilense bile, oyunun etkisinden hiçbir şey kaybetmeyeceğini düşünüyorum. Zira hem metin, hem de oyunculuklar izleyicide unutulmaz bir deneyim yaratıyor. Oyunun metni hiçbir mantık boşluğu yaratmıyor; hiçbir kanıksanmış, alışılagelmiş kalıp içermiyor; izleyicinin heyecanını diri tutarken, dram ve komediyi son derece dengeli bir şekilde harmanlıyor. Oyunlarda sık karşılaştığımız, insanın içini kanırtan trajik konulardan sonra bu denge açıkçası bana çok çok iyi geldi. Hatta söylemeliyim ki, uzun zamandır komedi boyutu bu kadar seviyeli ve kararında bir oyun izlememiştim. Oyunculuklarda ise, tüm roller yerini bulmuş ama özellikle Fehmi Karaaslan ve Özge Borak'ın performanslarının parıldadığını belirtmek isterim. Bu oyunun izleyici kitlesini de şaşırtıcı bir şekilde farklı buldum, oyunlarda görmeye alıştığımız daha tekil profillerden ziyade, hem yaş hem de sosyoekonomik grup açısından çok daha karma bir izleyici kitlesi vardı. Velhasıl, tadı damağımızda kalan bir eser oldu, tüm tiyatroseverlerin mutlaka görmesi gerektiğini düşünüyorum. Tüm ekibe gönülden tebrikler.
Tebdil / 2383yapım