Seyrettiğim bu oyun, izleyiciyi derinden etkileyen, samimi ve sarsıcı bir anlatı sunuyordu. Oyuncu İris, kendi hayat hikâyesini sahneye taşıyarak seyirciyle güçlü bir bağ kurdu. Yaşadığı trajik olayları, kırılganlıklarını ve yeniden ayağa kalkma çabasını içtenlikle paylaştı.
Bir kız çocuğunun güçlü olma zorunluluğu, hayatın dikenleri arasında çiçekler açma çabası… Tüm bunlar sahnede yalın bir dille, ama çok güçlü bir etkiyle anlatıldı. Oyun boyunca “güç” kavramı derinlemesine sorgulandı: Güç, her düştüğümüzde kalkmak mı? Yoksa düştüğümüzde açılan yaraları gösterebilmek mi?
İris’in sahnedeki varlığı, hem duygusal hem düşünsel anlamda çok etkileyiciydi. Kendine ve geçmişine dürüstlükle bakabilmesi, seyircide derin bir iz bıraktı. “Var mıdır bir hediyesi ödenen bedellerin?” sorusu ise oyun boyunca zihnimde yankılandı.
Dürüst, yalın ve yürekten bir performanstı. İzlemek bir ayrıcalıktı.
Güçlü / İmalathane Yapım