Oyunu 30 Ekim 2024 akşamı, Zorlu PSM'de izledim. Bu sezon açıkçası benim için çok keyifli başlamadı. Gittiğim oyunları pek iyi seçemiyorum artık galiba derken, ilaç gibi geldi… Tolga Bey'i daha önce üç farklı oyunda seyretmiştim, İpek Hanım'ı da beraber sahne aldıkları Daha İyi Günlerimiz Olmuştu isimli oyunda seyretmiştim. Her ikisinin de çok iyi oyuncular olduğunu zaten biliyordum ancak bu oyunda ikisinin de performansına bayıldım. Çamlıca’daki bir evde 1971 yılı sıkı yönetim sokağa çıkma yasağı ve 2020 yılının pandemi yasağının sahnede buluşması… Tek mekanda, bir ailenin birkaç nesildir süren hikayesi. Dekorda en ufak bir değişiklik yokken, oyuncular bizi 50 yıl önceye götürüp getirdi. Uyumları çok güzeldi. Toplumsal derin hikayelerin, bir ailenin hikayeleriyle harmanlanması… Dedenin yarım kalmış ve yarım yamalak anlattığı hikayesiyle torununun eşiyle yaşadıklarının özdeşliği de acı-tatlı bir tebessüme sebep oldu yüzümde. Ne kadar doğru bilmiyorum ama onun ifadesiyle; ''İnsan sevgiye hürmet etmeli, sevginin her türlüsüne'' Gerçekten söylendiği gibi sıcacık, çok tatlı bir oyun. Fırsatım olursa, tekrar izleyeceğim. ''Söylenecek şey bazen öyle bir raddeye ulaşır ki fındığım, hangi kelimeyi koysan kifayetsiz kalır, işte orada şarkıya terennüm girer'' Söylemeden geçemeyeceğim, İpek Hanım'ın sesi de ipek gibi. Alkışı bol olsun!
Bir Terennüm / Orchestra Theatre