İki ayrı vaka ve doktorun vicdan, hipoktrat yemini üzerinden başlayarak ikilemlerini anlatıyor. Yaşanan hasta problemiyle birlikte doktorun kendi kendine kalma isteği ve tuvalet gibi küçük bir alanı kurtuluş olarak görüp, bu kurtuluşun yarattığı başka bir sıkışmışlığı anlatılıyor. Düşünceler onların yarattığı sıkışmışlık duygusu, sıkışmışlık içinde kararlarını mantık ve duyguyla sorgularken, zaman olgusunun ne kadarda farazi bir kavram olduğunu da gösteriyor.
Bazen yönetmeni bazense oyuncuları dikkate alarak alırım biletlerimi bu sefer metin yazarını dikkate aldım.Bu sezon oynamaya başlayan diğer oyunu 10 saniyenin sıcağı peşine izlemek istedim. Yazım dili olarak akışkan bile sahip olduğunu bir kez daha gördüm metin seyirciyi olaya kitleyecek bir dilde hazırlanmış. Kelimelerin akışını ve o ruh halini yansıtabilmek için oldukça dinamik performans gerektiren bir oyun. Metinin bazı yerleri biraz konunun bütünlüğüne günceli sokma çabası gibi görünse de genel anlamda güzel bir metin. Oyuncu performansı olarak başarılı bir oyundu, seyirci üzerinde sıkışmılık hissi oluşturmakta başarılıydı. Özellikle yıllar önce Festivalde seyrettiğim ve başarılı bulduğum Canan Ergüder performansı etkileyiciydi.
Hipokrat / TOY İstanbul