Hiç mi bir noktada metni birine okutmayı, provaları iş bilen birine izlemeyi düşünmediler?
Birbirlerini sürekli bir şekilde onayladıları için mi kendilerinden bu kadar çok eminler?
Bu sahne hiç mi demedi böyle oyun mu olur diye?
Araya üç beş Hamlet repliği, salak saçma espriler fırlatma; feminist hareketin yıllarca eleştirdiği "cadı"lık olusunu hiçbir eleştiriyi göze almadan, hatta bu gerçek dışı dolguyu olumlayan bir şeyi nasıl oyun diye yutturabilirsiniz insanlara.
Arkadaşlar oyunu Oda Tiyatrosuna davet etmek yerine tiyatro eğitimlerini karşılayabilirsiniz.
Reginald Rose'un yazdığı "12 Öfkeli Adam" dan değil, Murat Karahüseyinoğlu'nun yazıp, yönettiği, "12 Öfkeli Adam" dan bahsedeceğim size...
Reginald Rose'un yazdığı " 12 Öfkeli Adam " dan değil, Murat Karahüseyinoğlu'nun yazıp, yönettiği, " 12 Öfkeli Adam " dan bahsedeceğim size.
Tekin Temel, Bertan Dirikoğlu, Hamit Demir, Engin Alpateş'in başlıca rolleri paylaştığı " 12 Öfkeli Adam " ın ses ve efekt tasarımını Yaşar Karakulak, yapımcılığını Öteki Tiyatro üstlenmiş.
Yazar meclis tutanaklarından yola çıkarak hazırlamış teksti.Belgesel tadında bir trajedi, diyebilirim....hele finalde çalan Mahur Beste şarkısı.
Bilindiği gibi, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamına karar veren askeri mahkeme, ‘müessese olarak bunlar üzerinde hüküm vermeyi kamu vicdanına, tarihe ve TBMM’nin takdir ve yetkisine bırakmayı uygun görerek‘ konuyu TBMM’ne havale etmişti. İdamlar Meclis tarafından onanmış, Cumhurbaşkanı'nın da imzasıyla 5 Mayıs 1972 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve idamlar 6 Mayıs sabahı gerçekleştirilmişti.
İnsan hayatı sözkonusuyken karar almak kolay mıdır ?
Dört oyuncu son derece inandırıcı, sahici, yaşayan yorumlara imza atmışlar. Özellikle Tekin Temel'in yaşar kıldığı karakterdeki başarısı övgüye değer.Tarışmaların ve gerilimin yükseldiği sahnelerde izleyici kendini o toplantı salonunda hissediyor ister istemez.Konuşulanlara, anlatılanlara, ortaya sunulan delillere tanıklık ediyor.Ve farkında olmadan kendi kararıyla başbaşa kalıyor.
Ayrıca belirtmeliyim ki, Murat Karahüseyinoğlu'nun kusursuz sahne dili ve reji anlayışı esere çok şey katmış.
Oyunu izlerken sık sık aklıma Bulgar devrimci şair Vaptsarov'un şu iki şiiri geldi:
Kavga amansız ve katı,
Kavga, dedikleri gibi destansı.
Ben düştüm, yerimi başkası
alacak... o kadar.
Burada, bir kişinin lafımı mı olur?
Kurşuna diziliş, dizildikten sonra
kurtlar.
O kadar yalın ve akla yatkın.
Ama birlikte olacağız fırtınada,
Halkım, çünkü sevdik seni.
...
(...)
Çektiklerimiz için,
yok ödül filan beklediğimiz
ne de o koca ciltlerinde
resmimiz olsun isteriz.
Yalnız yalın anlat öykümüzü
geleceğin insanlarına.
yerimizi alacaklara anlat
nasıl cesurduk kavgada.
çeviri: erdal alova
Malleus / Tiyatro Malleus