Tiyatrodan hiç haz etmiyorum. Bunu yemişim kültür sanatı anlamında söylemiyorum. Aksine gittiğim her oyunda cep telefonlarıyla resmen canlı yayın yapan öküz izleyicileri gördükçe hayıflanıyorum, bunları da adam etmek için daha fazla sanat lazım kafasındayım aslında. Ama sevmiyorum işte.
O yüzden oyunu eleştirecek değilim; yok süresi uzundu, kostümdü, sesti vs. haddim de değil. Ama son senelerde gittiğim o kadar çok oyundan ‘’sanki bize tiyatro dedikleri bu değildi’’ hissi ile çıktım ki, daha çok bir ilkokul piyesi izlemiş hissi ile; dün en azından bir tiyatro izlediğimden eminim.
Tiyatro yeri geldiğinde absürt olmalı, abartmalı, saçmalamalı, göze sokmalı, bok atmalı, rahatsız etmeli; kısaca sınırsız ifadeye sahip olmalı gibime geliyor. Ve bunu yaparken de ister elegant, ister dobra, ister kaba olsun, yetenekler sergilenmeli. Ben dün yetenekli sanatçılar tarafından sergilenen emek harcanan bir tiyatro izledim, bu kadar basit. Bu yüzden ellerine sağlık.
Kral Übü / Sarı Sandalye