Toplam Puan: 79/100
100 yıl önce hayalleri için direnen bir kadının hikâyesi, 2025 Türkiye’sinde hala neden bu kadar çarpıcı? Belki hala aynı coğrafyada “var olmaya çalıştığımız için özür dilediğimiz” için
1. Tiyatro Mekanı ve Atmosfer (10/10)
Ben Afife’yi 3 Mayıs 2025’te Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde izledim. Türkiye’de açık ara en beğendiğim, en iyi salon burası. Salonun teknik altyapısı çok güçlü. Zenginleştirilmiş akustik özelliği, 550 metrekare sahne alanı, 2313 kişilik seyirci kapasitesi üst düzey deneyim sunuyor. Yine de bazı bölümlerde sesi anlamakta zorlandım ve salondaki canlı ingilizce alt yazılardan yardım aldım. Lokasyonu merkezi, otopark problemi olmayan, tiyatro öncesinde AVM’si ile her zevke hitap eden deneyim sunan müthiş bir yer.
2. Oyunun Konusu ve Teması (8/10)
Afife Jale’nin hayatı zaten başlı başına etkileyici bir tema. Kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu bir dönemde, sanat uğruna her şeyi göze alan bir kadının hikayesi, Demet Evgar’ın hikayesi ile eşleşmesi, maalesef günümüzle kurulan paralellik sayesinde oldukça dokunaklı hale geliyor. “Var olmaya çalıştığım için çok afedersiniz” finali, oyunun tematik zirvesi. Moulin Rouge havasındaki Maxim sahneleri ve bu bölümdeki operamsı performans da bu güçlü temaya katkı sağlıyor.
3. Metin ve Diyaloglar (6/10)
İlk bölümdeki bağırış-çağırış bir noktadan sonra yorucu hale geliyor. Demet Evgar’ın “Ben giderim adım kalır, duyacağım alkışları” (duydu) bölümüne kadar kaotik hava sürüyor. Bazı bölümlerde replikler gösterişli yazılmış gibi duruyor ama basit kalmış. “Ben inkılap yaptım” gibi alkış alan çıkışlar güçlü.
4. Oyunculuk Performansları (8/10)
Demet Evgar, Afife karakterine sadece hayat vermiyor, karakterin tüm ağırlığını taşıyor. Babası ve komiser arasında kaldığı katarsis sahnelerinde benimle güçlü bir bağ kurmayı ve duyguyu geçirmeyi başardı. Yardımcı oyuncular da koreografi ve dinamizmi başarıyla taşıyor. Parendabazlar ve ateş çeviriciler gibi fiziksel performanslar TikTok çağının hızına uygun ama sahneye özgü. Başta Tilbe Saran, Necip Memili ve Bora Akkaş olmak üzere tüm oyuncular çok iyi.
5. Yönetmenlik (8/10)
Yönetmenin vizyonu özellikle canlı video/sinema unsurlarının tiyatro ile birleştiği sahnelerde kendini hissettiriyor. Maksimum görsel uyaranla çalışan bölümler başarılı. Ramazan sahnesi ve Maxim bölümü hem duygusal hem de görsel olarak ritmi taşıdı. Kaotik başlayan ilk bölüm biraz törpülenebilir.
6. Dekor, Kostüm ve Makyaj (8/10)
Maxim sahnesindeki pembe ve simli dekor, ışıklar ve danslar Moulin Rouge havasını başarılı şekilde sahneye taşıyor. Kostümler dönemi çağrıştırıyor ve karakterlerin sosyal konumunu da yansıtıyor. Afife’nin geçirdiği ruhsal dönüşümler kostüm ve ışıkla destekleniyor.
7. Müzik, Işık ve Ses Kullanımı (9/10)
Ramazan sahnesindeki ışık oyunları ve ateş çeviricilerle yaratılan atmosfer etkileyici. Maksim sahnesindeki müzikal tonlama ve finaldeki opera bölümü ses ve ışık açısından da zirve. Canlı video kullanımının getirdiği sinema-tiyatro bileşimi, seyirciye farklı bir deneyim yaşatıyor.
8. Ritim ve Tempo (7/10)
Yukarıda da yazdım. İlk bölümdeki fazla gürültü ve karmaşa bende “fazla geldi” hissi uyandırdı. Ancak ikinci yarı itibarıyla tempo dengeleniyor ve daha sahici bir duygusal yolculuk başlıyor. Oyun bölümlere ayrıldığı için her bölüm farklı bir tempo ve duygu taşıyor. Oyunun en eksi yanı bence 120 dakika tek perde olması. 10 dakikalık bir ara, tazelenme hissini yaratırdı.
9. Genel İzleyici Deneyimi (8/10)
Seyirci oyuna genel olarak reaksiyon verdi. Özellikle “Ben inkılap yaptım” ve finaldeki özür repliği gibi bölümlerde salondan gelen sessizlik ve ardından gelen alkışlar, izleyiciyle duygusal bir bağ kurulduğu gösterdi.
10. Fiyat/Performans (7/10)
Ben oyunu 2. Kategori'den (O sırası) izledim ve 2800 TL verdim. Anlık kurdan 72,5 USD yapıyor. Oldukça yüksek sayılır ama bu düzeyde bir prodüksiyon, görsel ve duygusal deneyim düşünüldüğünde, verilen ücretin karşılığını veriyor diyebilirim.
Afife / Afife Tiyatro