16 Nisan günü Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezinde oyunu izledim. İki perde ve yaklaşık 125 dakikalık oyunda tiyatronun klasik enstrümanları kullanılırken video gösterimi gibi çağdaş unsurlar da kullanılmış... Oyunun başında, hayatı anlatılan Rıfat ILGAZ' ı son dönemlerinde evinde, daktilo başında hayatını kaleme alırken görüyor ve oyun boyunca da bu ' anlatıcının '' daktilosundan resimler izliyoruz. Son derece hareketli olan sahnede Rıfat Ilgaz' ın ; çocukluğu, gençliği ve yaşlılık dönemlerini üç farklı karakterle izliyoruz. Şair ve yazarın 92 yıllık sergüzeştindeki ; toplatılan kitaplarının hikayelerini, aşklarını, maddi sıkıntılarını, sürekli kapatılan dergi- gazete çıkarma maceralarını ve pek tabii yazın sürecini son derece mahir bir şekilde yazıldığını, detaycı fakat asla sıkmayan bir üslupla işlendiğini görüyoruz. Oyuncuların üstün yetenek ve birbirleriyle olan uyumları takdire şayan. Burada Serkan Çetinkaya' yı, Gül Göker' i ve Ercan Ertan'ı farklı bir noktada değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Gül Göker Hanımefedi'nin kaleminin ve oyuncuğunun ışık ışıl parlamakta olduğu, Serkan Çetinkaya' nın enerjisinin oyuna çok yakıştığı ve yine Ercan Ertan'ın oyunculuğuyla oyunu, hikayeyi çok farklı bir noktaya getirdiği herkesce malum olmuştur. Oyunun kurgusal olarak da ritmi son derece güzel ayarlanmış. Oyun hakkındaki tek olumsuz eleştirim dekoru yetersiz bulmam sayılabilir. Diğer ufak tefek eleştirilerim de oyunun biraz daha oynanmasıyla giderileceği inancındayım. En başından itibaren emeği geçen herkesin yüreğine sağlık. Şiir, roman, öykü, Anı gibi birçok türden eser vermiş Rıfat Ilgaz Türk Edebiyatı'nın '' İstetmesi '' değil; bizatihi yollarını eskiten '' Dolmuş'u '' dur ! Bizler de - bu oyuna giderek - bu dolmuşun - gökyüzüne bakan -pencere kenarına oturan misafirleriyiz. Ruhun Şad olsun büyük usta !
Bir Yeryüzü Ozanı (Rıfat Ilgaz) / Ankara Birlik Tiyatrosu