Öncelikle Ayça Hanım'ı tebrik ederim, hem kalemine hem de oyunculuğuna sağlık. Oyunda sevdiğim şeyler, doğal bir akışta gitmesi, bizimle sohbet eden Deniz'in varlığına inanmamız ve tabii ki hikayesi idi. Ben bu oyunda, gerçekten oraya şans eseri gelmiş bir Deniz'in varlığına inandım. Mekanın tasarımı, etrafa asılmış afişler, oyuncunun girişte gelenleri karşılaması gibi küçük detaylarla tatlandırılmıştı üstelik. Oyunda, belki bazı kısımlarda doğal konuşma havasını bozan birkaç reji revize edilebilir, sadeleşebilir diye düşündüm izlerken. Oyun girişte küçük bir kargaşa ile başladı ve ilk andan itibaren gerçekçi üslupta bir oyun izleyeceğimi anladım. Hikayenin başlaması ile birlikte, çoğunlukla bu yalın anlatımın sürmesi hoşuma gitti. Oyuncunun çok doğal bir komikliği olduğunu da eklemek isterim. Hayatındaki karakterleri taklit ettiği sahneler, arada içinden gelen küfürler beni çok güldürdü. Hayatını çok etkileyen bir travmasından bahsettiği zamanlarda yaşadığı duygusal yoğunluk da gerçekçiydi ve bana da geçti. Bu oyunun daha yeni olduğunu düşünürsek, sanırım ben 9 veya 10. oyunu izlemiş olabilirim, bence oynandıkça daha da güzelleşecektir. Umarım bunca emeğin karşılığı olarak uzunca bir süre sahnelenir.
BenDeniz / Sahne Pasaport