Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Öncelikle kimilerine göre sığ kimilerine göre haklı bir yorum yapıyor olabilirim ama sıradan bir izleyici olarak oyunla ilgili kişisel görüşlerimi aktarmak isterim.
Oyunu izlerken kendimi niche eserlerin olduğu bir müzede geziyormuş gibi hissettim. Yani sanatın ve sanatçılığın kokusunu en iyi haliyle olmasa da aldığımı düşünüyorum. Ancak; ya "sanat" havasından başka etkilenecek çok da bir şey olmadığından ya da az gelişmiş bir estetik bakış açısına sahip olmamdan dolayı bir türlü kendimi oyunun içinde bulamadım.
Şüphesiz bundaki en temel sebep açık ve yalın bir konunun olmayışıydı. Zorlarsak elbette iletişimsizlik üzerine bazı çıkarımlar yapılabilir. Fakat zannediyorum ki birçok izleyici en azından birbirine bağlanacak noktaları ve nihayetinde ortaya çıkacak mesajları aramıştır. Ne var ki oyunun açıklamasında yazan "soyutlama ve absürtizm" bu arayışta olmamak gerektiğini söylerse de tartışmaya farklı bir boyut geleceğini kabul ederim.
İşin komedi tarafında ise mizaha ilgisi yüksek biri olarak yukarıda söylediğim "az gelişmiş estetik bakış açısı" kabulünden çıkmak zorundayım. Zira absürt komedi olarak türlendirilen oyundaki komedi unsurları çok zayıftı. Oyunu beğenmeye geldiklerini düşündüğüm bir grup bu zayıf unsurlara güçlü kahkahaları ile eşlik etti.
Her ne kadar Nuri Bilge'nin eleştirdiği "tiyatroda öğretilen oyunculuk"un bir örneğini izlesek de bu muhteşem kadroyu ayni sahnede izlemek heyecan vericiydi.
Yine de çok da beğenmediğim şeylere beğendim deme refleksini Tarkan şarkılarına saklıyorum. Herkesin emeğine sağlık.
Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer'i daha önce sahnede izledim. Zaten ikisini bir arada göreyim diye gittim oyuna. Oyunu değil onları izlemeye gittim esasında.
Absürt komedi yapılamamış maalesef. Gülsen gülüncek bir durum yok, hüzünlensen hüzünlenemiyorsun. Biz ortaya birşeyler attık sz alın der gibi olmuş.
Absürt komediye özellikle Zuhal Olcay yakışmamış belki de. O kadar bağırıyordu ki innaılmaz suni durmuş. Hani tiyaroda duyguyu en derininden hisseder ya insan, o his alsa oluşmadı.
Kel Diva / Oyun Atölyesi