"Ter", kapitalist sistemin görünmeyen acılarını, bireylerin yalnızca ekonomik değil, ahlaki ve duygusal olarak da nasıl çözüldüklerini gösteren çarpıcı bir oyundur. Oyun, ter metaforu üzerinden hem fiziksel hem ruhsal bir mücadelenin portresini çizer. Ter, doğrudan Karl Marx’ın analiz ettiği sınıf mücadelesinin sahneye taşınmış halidir. Çelik fabrikası, üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf ile emek gücünü satmak zorunda olan sınıfın karşı karşıya geldiği mekândır. Oyunda işçilerin kuşaklar boyunca aynı fabrikada çalışması, kapitalist sistemin onları nasıl zincirlediğini gösterir.
Fabrikanın kapanmasıyla bu zincir kırılır; ama özgürlük değil, kaos gelir. Çünkü Marx’ın da dediği gibi, emek sürecinden yabancılaşmış birey, emeği elinden alındığında da boşluğa düşer. Bu boşluk, oyunda ırkçılık, şiddet, uyuşturucu ve ihanet olarak karşımıza çıkar...
Ter / Tiyatro Pera