Maalesef olmamış.
Bir defa metnin aslı malumunuz bir tiyatro eseri değil, uzun bir roman. Tabi her eser bir şekilde tiyatroya uyarlanabilir ama bu büyük bir ustalık gerektirir. Bu oyunun uyarlanmasında böyle bir ustalık göremedim. Kırpıla kırpıla kuşa dönmüş, olayların gelişimini ve duyguları tam vermekten uzak bir metin olmuş. Romanı okumamış insanlar için etkileyici olamaz. "Ne oldu ki şimdi, nasıl gelişti olaylar, nasıl bitti?" der kalır bu insanlar. Romanı okumuş olan insanlar için ise ancak bir hafıza tazeleme özeti olur. Hiç olmadı iki perde olsaydı, biraz daha uzun olsaydı bari.
Metin bir yana... Peki ya diğer unsurlar? Reji yeterince özenli değil. Dekor yok gibi bir şey zaten, gayet temel seviyede. Kostümler de gayet basit. Işık fena değil ama çok özel bir durum da yok. Müzik bazen güzel. Oyunculuklar... Çok etkileyici değil ama genelde önemli bir falso da yok. Özellikle ses kullanımı konusunda daha iyi olabilirler (bazıları).
Siyah-beyaz sinema sahneleri ile tiyatro arasındaki geçişler basit bakışla hoş görünse de ben bunu da pek sevmedim. Bu yöntem bu oyuna tam olarak ne katıyor? Neden tercih edilmiş? Olmasa ne eksik kalırdı? Belirsiz. Ha, bunlar da olmasaydı oyun daha sıkıcı olurdu, orası kesin. En azından bir dikkat toparlama sağlıyor.
Neticede bence Devlet Tiyatroları'ndan beklememiz gereken seviyenin hayli altında. 20 yıl önce bile çok daha iyi oyunlar izliyorduk. Bu oyunu bir üniversite kulübü sergilese "gençler emek vermiş, emeklerine sağlık" derim. Ama DT çok daha iyilerini ortaya koymak durumunda.
Kürk Mantolu Madonna / Diyarbakır Devlet Tiyatrosu