Uşak turnesinde izledim.
Gayet güzel güldürüp eğlendiriyor. Çok nitelikli/derinlikli bir metin veya harika espriler yok. Biraz şaklabanlık da yapıyor. Ama bayağılaşmıyor. Gayet özenilmiş, çalışılmış, emek verilmiş. 2 saat dolu dolu ve dinamik bir oyun. Oyuncular da gayet iyiler. Zor sahnelerin bile altında ustalıkla kalktılar. Örneğin, bir bacağı düşen üst kat dekoru 40 derece eğimli kaldığında bile üzerinde güzelce oynadılar.
Acemi bir ekibin oynamakta olduğu oyunda oluşan bi' dolu küçüklü büyüklü aksilikler silsilesi üzerine. Bu atmosfere seyirciyi sokmak için oyun aslında oyundan önce başlıyor biraz biraz. Fuayede seyirciler bekleşirken, bazı oyuncular görevli gibi giyinmişler ve seyircilerin arasında panikle oradan oraya koşturuyorlar filan. Seyirci salona girince de aynı genç arkadaşlar sahnede son hazırlıkları yetiştirmeye çalışıyor gibi davranıyorlar. Ama aksilikler başladı bir defa...
-----
Kendime anı olsun: Oyun öncesinde seyircilerden de bir kurban gerekiyordu ve ben seçilmiş kişi oldum. :)) Bir oyuncu son hazırlıklar anında benden yardım rica etti. Sahneye çıktım (sahne tozunu yuttum). Bir raf parçası verdi elime. Duvara tutup ööle mal gibi bekledim. Sonra başka oyuncu gelip rafı benden aldı ve başka yere koydu. Ben de görevimi yapmış olmanın gururuyla indim. Sonra o raf oradan paat diye düştü. Oyuncular çıktılar ve bunu görünce bana kızdılar! :))
-----
Seyircilere görgü hatırlatması olsun: En önün ortasında bir izleyici grubu vardı. Aynı zamanda oyuncu olan yönetmen onları "altın kızlar" olarak tanımlayarak oyun sonunda alkışladı. Çünkü hem oyuncuları hem de seyircileri coşturmuş olduklarını söyledi. Evet, bunu yapmışlardı biraz ama maalesef biraz da yanlış yapmışlardı. Bir tanesi yapmıştı daha doğrusu. Oyun boyunca sürekli olarak oyunu bize tercüme etti sanki kadın. "Aha, düştü", "Noolcak şimdi?", "Sonunda doğru sahnede giriş yaptı" gibi gibi... Ama sürekli yani. Öğreneceğiz yavaş yavaş.
Yoldan Çıkan Oyun / Antalya Devlet Tiyatrosu