Kedi Cenazesi adıyla insanı yakalıyor. Sibel Yıldırım’ı tanırım. Tam bir kedicidir. Çantasında kedi maması taşıyanlardan, kedisine oğlu muamelesi yapanlardandır. Kedisinin ölümüyle açılan bir oyun yazmaya nasıl cesaret etti hala anlamış değilim.
Cenaze törenleri kendi başına teatral bir olay. Roller net, her şeyin tıkır tıkır işlemesi için ritüeller belirli, ancak düğün ve cenaze gibi temsili durumlarda mutlaka küçük çaplı bir kıyamet kopar; çelişkilerin su yüzüne çıkması engellenemez hele hele insan kendini ölümün aynasında görürse. Allahtan ölen bir kedi de olayların giderek absürtleşmesine daha kolay gülebiliyoruz (babamın cenazesinden hatırlarım olayların insan kaybında absürtleşmesi can sıkıyor).
Shakespeare mezarcılara Hamlet’le birlikte bir bilgelik payesi kazandırdı. Berduş bilgeler… Bu rolde oyunun yönetmeni de olan Şükrü Türen bana yer yer Orhan Veli’yi canlandıran Müşfik Kenter’i, yer yer de Sait Faik Abasıyanık’ı oynayan Savaş Dinçel’i ama tabii ki en çok da Şükrü Türen’i seyretmenin lezzetini sundu. Ne kadar özlemişim berduş bilgeleri. Onların söyledikleri bir başöğretmen lafı, bilmişlik taslama olarak algılanamadığından bizlere nüfuz etmesi, bizlerde iz bırakması daha mümkün oluyor. Bu karakter yazarın repliklerini sarıp sarmalaması için biçilmiş bir kaftan. Cenaze törenleri de yazarlara öncesi ve sonrasıyla büyük olanaklar sağlayan bir ortam. “Hayatta kalanlar gözden kaçırdıkları kehanet ve mesajlara dönüp yeniden bakarlar” demiş Joan Didion.
Lafı çok uzattım efendim (Bunu söylemişken Can Başak’ın ‘efendim, efendim’ diyerek bir tür transa girdiği sahnedeki oyunculuğu alkışı hakkediyordu.)
Sibel Yıldırım’ın diğer oyunlarını da seyrettim. Ortak yanlarından en çarpıcı olanı hikayeleri dünyada herhangi bir coğrafyaya yerleştirebilme olanağı tanıyan metinler olmaları. Metaforları ve sembolleri de seviyor Sibel Yıldırım. Seyirciyi zorlayan bir yöntem tabii ki ama burada seyirciye ufak bir tiyo vermek isterim. Yazar bu metaforu ya da sembolü ne için kullanmışla kafanızı meşgul etmekten ziyade bu metafordan, sembolden ne anlıyorum tavrı daha eğlenceli… yani herkesin metaforu kendine. Metin yazardan çıktıktan sonra oyuncu ve seyircinin zaten, onların arasındaki iletişime TİYATRO diyoruz.
Kedi Cenazesi / Tiyatral