Tiyatro DEA'dan çiçek gibi bir oyun Sen Ne Güzeldin Aşkımızın Şehri.
Oyun Bursa'da, sol-seküler ve varlıklı sayılabilecek bir ailede büyüyen ve üniversiteye hazırlanan Ebru'nun hikayesini anlatıyor. Ebru 80 öncesi politik sebeplerden dolayı Almanya'ya kaçan dayısını kendine örnek almış, ondan kalan sol görüşlü kitaplar ve ondan gelen mektuplarla odasında kendine bir dünya yaratmıştır. Hayalinde İstanbul Üniversitesinde hukuk okumak vardır ama sınavda aldığı puanla, ancak aynı üniversitenin Edebiyat fakültesine yerleşebilir. Ebru kozasından yeni çıkan bir kelebek gibidir. Bugüne dek kendi kapalı dünyasında yaşadığı hayatın dışarıdan nasıl algılandığına dair en ufak bir fikri yoktur. Ama öğrenecektir. Bu yeni dünyada kendine bir yer ararken ilk aşkıyla karşılacak, İstanbul'la tanışacak, ona da aşık olacaktır. Ebru, üniversiteye ayak bastığı 1996 senesinde kendisini, büyük bir hevesle peşinden koştuğu, kendine bir yer edinmeye çalıştığı siyasal ortamın ve politik olayların içinde bulacak, o günlerde yaşanan Susurluk kazası, ardından gelen protestoları, Manisalı Gençler davası, ev baskınları, faili meçhuller onun hayatını derinden etkileyecektir. Ebru "gözü açılmamış sığırcık yavrusu" kıvamında geldiği İstanbul'da, hayatın hoyrat dokunuşları yüzünden gözlerini faltaşı gibi kocaman açacaktır.
Sezonun en iyi oyunlarından biri Sen Ne Güzeldin Aşkımızın Şehri. Yazar Sema Elçim 90'ların sonunudaki Türkiyeyi ajitasyon yapmadan, cıvıl cıvıl bir genç kızın hayatı üzerinden, onun naifliğiyle tezat düşen dönemin toplumsal olayları, kitle hareketleri ve terör eylemleriyle anlatıyor. (Aslında oyunun 1996 yılının ilk sömestrinde geçtiği metne yerleştirilen ipuçlarından kesin olarak anlaşılıyor) Sema Elçim'in yazdığı Feramuz Pis ve Gabriel'in Düşü oyunlarını izlemiş, çok beğenmiş ve kendisini takibe almıştım.
Sen Ne Güzeldin Aşkımızın Şehri oyunu politik tiyatronun başarılı bir örneği olmuş.
Ebru'yu ve yaşadıklarını yaklaşık 90 dakika boyunca bize başarıyla anlatan Naz Çağla Irmak'ı ilk kez 2018 yılında, DasDas sahnenin West End - Batının Sonu oyununda izlemiş, genç bir oyuncu olarak da çok başarılı bulmuştum. Ama bu oyundaki performansıyla oyunculuk çıtasını oldukça yükseğe taşıyarak, Ebru'nun yaşadığı tüm duyguları ve metindeki olayları hakkıyla seyirciye aktardı.
Oyunun her anı ince ince düşünülerek planlanlanmış. Dekoruyla, ışığıyla, video uygulamasıyla, hareket tasarımıyla, müziğiyle, oyuncusuyla, rejisiyle çok özenli bir iş izlediğimi hissettim. Başak Bugay'ın dekoru, Utku Kara'nın ışık tasarımı, Vehbi Can Uyaroğlu'nun ses ve efekt tasarımı, Salih Usta'nın hareket tasarımı, yönetmen Nagihan Gürkan'ın başarılı rejisiyle ortaya çok başarılı ve izlemeye değer bir oyun çıkmış. İzlenecek oyunlar listenize almanızı tavsiye ederim.
Sen Ne Güzeldin Aşkımızın Şehri / TiyatroDEA