Şairler Mezarlığı olağanüstü bir oyun. Mistik atmosferi seyirciye öte dünya deneyimi sunuyor. Oyundaki sembolizm, estetik duyuşu perçinliyor. Oyunculuklar şahane. Sadece oynanmadığını aynı zamanda yaşandığını seyrediyoruz. Başta oyunun yazarı Ersin Doğan’a teşekkür etmek isterim, bize bu metni armağan ettiği için. Alanlarası bir metin meydana getirdiğini görüyorum. Seyirci olarak birçok farklı deneyimi bir arada hissettim. Takipçisi olduğum bir diziyi izliyorum hissiyatı ya da sinema salonunda buğulu gözlerle dram filmi seyrediyorum düşüncesi zihnimi karıştırırken tiyatro salonunda olduğumu idrak ettim. Oyunun yönetmeni ve aynı zamanda baş karakterden biri Mısra’nın oyuncusu Selena Demirli Doğan ise mükemmelin dengesini tertemiz şekilde bizlere gösterdi. Bir diğer baş karakter Piraye, seyirciyi performansıyla ele geçirdi, seyircinin atan yüreğinin nabzını tutuyordu, duyguları ürpertici şekilde hissediliyordu. Her açıdan ustaca bulduğum, pırıl pırıl bir oyundu. Şiirlerin sözcüklerle dans ettiği Şairler Mezarlığı’na emeği dokunmuş tiyatro emekçilerini tebrik ediyor, A.H.E.N.K. Tiyatronun yeni projelerini heyecanla bekliyorum.
Bilinmeyenin ötesine gittik ruhun yolculuğuna şahit olduk. Kızımla izlemeye geldim. İkimizde ağladık. Yanımda oturanlarında ağladığını gördüm. Çok dokunaklı idi. Selena'nın oyunculuğuna hayran kaldım. Parmak hareketleri tıpkı bir bebeğin hareketleri gibi. Dünyayı terk etmiş bir ruhun hissettiklerini izlemek değişikti iyi ki izledim.
Eylül / sfrpztf