Burada zaman zaman çok düşük puanlar verilen bazı oyunları benim çok beğendiğim de oluyor, tam tersi de. Bu oyun ikinci grupta yer alıyor. Açıkçası oyunla ilgili ilk sıkıntım henüz salona girmeden başladı. Anlaşılmaz şekilde oyunun ilk beş dakikasının fuayede oynanacağı, sonrasında içeri girileceği söylendi. Oyuna yarım saat kala orada olduğumuz için dakikalarca Alan Kadıköy'ün küçücük fuayesinde bir sürü insanla beraber ayakta bekledik ve ilk beş dakikada ise orada beklemeye değecek bir katkı değer yoktu oyun için. Zira sadece piyano başında küçük bir giriş yapıldı. Bu oyuncuyu, yani Olgu Baran Kubilay'ı o kalabalıkta göremedik bile. Üstelik de sonrasında aynı oyuncu izleyiciyle beraber kan ter içinde salona dönmek zorunda kaldı. Bu anlamsız bekleyiş de seyircinin yerleşmesiyle beraber oyundan yaklaşık on beş dakika kadar çaldı.
İki kişilik oyun, bir çiftin tanışmalarından başlayarak yaşlılıklarına kadar olan hayatlarından kesitler sunuyor. Bu sırada İdil Sivritepe, çiftin kızını da canlandırıyor. Oyunun akışı flash back ve flash forwardlar halinde, ancak doğrusal zaman akışı olmadan gerçekleşiyor. Dönem dönem ve net birbirini izlemeksizin olaylar canlandırılıyor. Konu, şimdiye kadar çok sayıda tiyatro oyunu, dizi film veya sinema filminde izlediğimiz üzere bir çiftin hayat hikayesi. Öyle ki yakın tarihli örnek verecek olursak Blu TV-şimdi Max oldu-yapımı İlk ve Son da aynı konuyu üstelik de aynı parçalı zaman akışıyla ekrana getirmişti.
Söylediğim gibi artık klişe haline gelmiş bir konuyu çok da bir bakış farklılığı getirmeksizin ortaya koyan oyunun süresi 110 dakika. Sürekli de aynı geri dönüşler yer aldığı için bu kadar uzun süreye lüzum olmadığını da düşünüyorum. Zira yeni bir şey söylemeksizin aynı sahneler sanki tekrar tekrar başa sarılarak sahnelenmiş gibi geliyor.
Oyun ortada bir podyumun yanı sıra izleyicilerin arasında da sergileniyor. Bu esnada kalıcı boyun tutulmasına uğramak da mümkün. Aynı şeyi geçtiğimiz günlerde DasDas Tiyatro yapımı Şimdi oyununda da gördük. O sahnenin yapısı daha farklı olduğu için böyle bir görüş kısıtlılığı mevcut değildi. İki oyuncunun performansına gelince ortalamanın üzerinde denilebilir ama bir olağanüstülük içermediğini de söylemek zorundayım.
Eserin son kısmı olan erkek karakterin Alzheimer hastalığı teması ise konunun en vurucu kısmı olmasına karşın arada defaten sahnelenen tanışma anı kadar bile ağırlığı yoktu. Bunu da kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum. Oyunun ilgi çekici kısımlarından biri Sivritepe'nin kızlarının küçüklüğünü canlandırdığı başarılı performansı idi.
Dolayısıyla kapalı gişe oynadığı söylenen-biz bileti kolayca bulabildik-bu oyun ile ilgili olumlu yorumlardan ötürü daha yüksek bir beklentim vardı. Ancak sadece yorumları okuyarak oyunların-veya filmlerin-iyi olabileceğini düşünmesem de en azından ortalama bir eser olabileceğini umuyordum. Bir süre sonra gerçekten sıkıldım. Umarım başka gidecek olanlar daha tatmin olarak çıkarlar tiyatrodan.
En Sevdiğinden Başla / Tiyatro Hemhâl