Güzel bir metnin iyi oyuncular tarafından farklı karakterlerle sahnelenmesi seyrin tadını artırdı. Alıştığımız konuşma ritimlerinden çıkıldığını, kurgunun ve sahnenin kullanımıyla da örtüştüğü bir oyun izlemek harikaydı. Hem oyunculara ve yönetmene hem de Galata Bahçe ekibine çok teşekkür ederim.
Fatma Zehra Durgut’u ilk kez izledim ve hemen takibe aldım. O gözleri bir ışıldayıp bir doldu, bence performansı çok güzeldi. Oyunu da sevdim, izledikten sonra düşünmeye devam ettiğiniz türden oyunlardan. Grundrisse’in kayıp ve yasın içinde sadece kendi küçük dünyasından bakmayan, yaşadığı toplumu, ne yapmak istediğini sorgulayan, o çok kırılgan ruh halinde yine de her şeye rağmen kendine değer veren, gel-gitli ve zaman zaman haylaz, hayalperest halleri bence insana yeni bakış açıları sunuyor ve bence en güzel yanı bunu didaktik bir dille yapmıyor. Grundrisse’in kendisi de sanki neyin kesin doğru olduğunu bilmiyor ama kısıtlı seçenekler arasında seçim yapmak zorunda olmadığını, bu sıkışmaya hayır diyebilmeyi keşfediyor sanki. Özellikle oyun finalini bu açıdan çok sevdim. İzlerken gözleri dolan seyirciler gördüm, beyaz gergedan imgesi üzerinden düşününce hiç tanımadığım bu kişiler de beni ayrıca etkiledi. Yazmadan edemeyeceğim, Grundrisse gibi kendi hayal dünyamda bu kişileri de kucaklıyorum :)
Yok Olma Çağı / 1ay1hafta