Hürmüz kim? Hangi dönemde ve hangi ahlak setine sahip olduğunuza göre şekil değişir. İlk bakışta ve dönemin şartlarında değerlendirilince, Hürmüz yoldan çıkmış ahlaksız bir kadının teki. Her erkekle gönül eğlendiriyor, paralarını yiyiyor ve gününü gün ediyor. Günümüzde de bunu yapan bir kadın olsa, muhtemelen aynı şekilde değerlendirilirdi. Peki aynı Hürmüz şu an, modern İstanbul'da yaşayan bir karakter olarak karşımıza çıksaydı, aynı zorlukların içine düşebilir mi, ya da çevresi tarafından o dönemki gibi yaftalanır mıydı? Muhtemelen hayır. Neden? Çünkü günümüzde İstanbul'da tek başına yaşayan bir kadın, çalışma imkanı da olduğu için, kendi parasını kazanıyorsa, kimse tarafından ne yaptığı sorgulanamazdı. Hayatına giren erkekler için kimseye hesap vermek zorunda olmazdı.
Oyun, kadın karakterin tam da bu ikilemler içinde kalacağı, yani neredeyse hiçbir hakkının olmadığı bir dönemde, haremden atıldıktan sonra çaresiz kalmış ve elindeki tek sermayesini, yani güzelliğini kullanarak, adem evlatlarını en savunmasız tarafından tutarak, o dönem hiçbir kadının aklından geçiremeyeceği şekilde avucunda oynatmasını konu alır.
Oyun, güzel bir zihin jimnastiği gibi, toplumsal normları tersyüz ederek, bir kadının üzerinden tüm değerleri sorgulatır. Bu hikayede suçlu kimdir? Fırsatını bulduğunda yapmayacağı şey olmayan, her şeye teşne erkekler mi? Hayatında bir erkek olmadan toplumda var olması imkansız olan, elindeki tek sermayesini zekice kullanan Hürmüz mü?
İlk bakışta bir fanteziden ibaret olsa da, oyun, günümüz Türkiyesine çok şey anlatır. Müjdat Gezen'in oyuna eklediği güncel siyasi göndermeler ve sonda attığı tirat da aslında bunun göstergesi. Oyun üzerinden Mustafa Kemal Atatürk'ün varlığına ve yaptıklarına bir methiye, günümüz Türkiyesine de bir ağıt niteliği taşımakta.
Kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkının ve dolayısıyla siyasette söz sahibi olmasının getirisi, bireysel özgürlüğün ilk adımı. Demokrasiyle yönetilen bir ülkede bundan daha fazla verilebilecek bir değer söz konusu değil. Birey toplumda bu söz hakkı ve özgürlüğü ile var olur. Özellikle kadınlar. Çünkü bu hak, ekonomik ve ahlaki normlardan bağımsız bir şekilde kendini ifade edebilmenin karşılığıdır. Devlet, bireyin özgürlük alanının dışında konumlanır ve devlete verilen yasalar dahilindeki güç dışında, bu alana karışma hakkı yoktur. Hürmüz'ün hayatıysa tamamen devletin koyduğu kanunlar ve erkeklerin paşa gönülleri arasında şekillenir. Söz hakkı yoktur. Hürmüz ise kaderinin iplerini eline almak ister ve düzenin açığını fark ederek, düzenin en güçlü erk'ini avucunun içine almasını bilir.
Şimdi yine düşünelim; burada kim suçlu?
Düzenin içinde var olmaya çalışan Hürmüz mü? Düzeni kendine göre şekillendirip, çıkarlarına göre hareket etmesini iş bilenler mi?
Basit bir komedi oyunu gibi duran fakat çok yönlü ve toplumsal eleştiri getiren bir oyun.
Açık söylemek gerekirse, bu kadar eğlendireceğini düşünmemiştim. Çağla Şikel'den de böyle bir performans beklemiyordum. İzlediğim oyunlar arasında en iyi dekora sahip olan oyunlardan oldu. Bir tiyatro oyunundan çok, bir sahne gösterisi gibiydi. Anadolu Ateşi'nin performansı bayağı iyiydi. Üçbuçuk saat sürmesine rağmen zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Bence tam bir usta işi olmuş. İzleyenleri pişman etmeyecek bir oyun. Emeği geçenlere teşekkürler.
7 Kocalı Hürmüz Müzikali / TiyatroTr