Boş Şehir, sahnede küçücük ama içi dopdolu bir oyundu. Savaşın ortasında geçen bu hikayede, karakterlerin esaret, aşk, para ve kumar gibi karmaşık duygu ve durumlarla iç içe geçmiş halleri çok gerçekçiydi. Oyunculuklar gerçekten etkileyiciydi; her duygu geçişini, acıyı ve bazen de komik anları çok güzel yansıttılar, sahnedeki sınırlı alanı muazzam kullandılar.
Oyunda hem güldüğüm anlar oldu hem de düşündüğüm, etkilenip hüzünlendiğim… Hepsi iç içeydi ve bu dengeyi kurmaları çok hoşuma gitti. Karakterlerin iç hesaplaşmaları, sahnedeki duruşları ve birbirleriyle olan gerilimleri çok canlıydı; adeta seyirciyi oyunun içine çekiyorlardı.
Sosyal ve psikolojik gerçeklikler oyun boyunca hiç yapaylık hissettirmeden aktı. Oyunun dili samimi ve akıcıydı; bu da anlatılan hikayenin gücünü daha da artırmıştı. Sahne tasarımı ve dekor atmosferi mükemmel yansıttı; seyirciye savaşın o boğucu havasını hissettirdi.
Hem komik hem dokunaklı olan bu oyun, bana güçlü bir tiyatro deneyimi sundu. İzlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım, karakterlerin dünyasına tamamen daldığımı hissettim.
Oğuzcan, Tufan ve tüm ekibe bu muhteşem oyun için kocaman sevgiler ve teşekkürler! ✨🌻
Boş Şehir / Kiralık Sahne