Darbe girişimi, terör sorunu, Brexit, Trump’ın yükselişi derken pek çok açıdan tahammülün azaldığı, baskının arttığı, mantığın kaybolduğu, popüler kültürün popülist bir hal aldığı bir dönemden geçerken, herkesin içinde bulunduğu durumla mücadele çabasını biraz da karikatürize etme düşüncesi, on iki sanatçıyı bir araya getiriyor. Ortaya ki
DEVAMImi zaman görüneni sorgulayan, kimi zaman melankolide kaybolan, kimi zaman kaçışı tasarlayan bir duygu karmaşası çıkıyor; hepsinin kökeninde ise bir içe dönüş eğilimi var.
Yiğit Özgür’ün sergiye ismini veren karikatürünün bu kadar yankı bulmasının sebebi şüphesiz ki ifade ettiği deliliğin, içinde bulunduğumuz durumu iyi anlatması. O zaman renk, dans, palamut, şemsiye! Absürtlüğün günlük hayatımıza bu kadar işlediği bir ülkede, delirmek istem dışı gelişen bir başa çıkma stratejisi. Dünyada tuhaflıklar artıyorsa, pek çok şey bizim kontrolümüzün dışında gelişiyorsa, bununla baş etmenin tek yolu biraz delirmek; sanatla, dansla, müzikle, kendini ifadeyle var olmak.
Sergi, gündeliğimizin gerilimli hatlarında dolaşırken gerçeklere mola verip hayal gücüne sığınmaya davet ediyor. Aynı zamanda politik gündem bakımdan ağır geçen ve kabuğuna çekilmeye iten bir yaz sezonu sonrasında sanata ve tüm ifade biçimlerine de bir geri çağrı niteliğinde.
Hale Tenger’in de dediği gibi “…dans etmeye, mücadeleye devam!”.
DAHA AZ GÖSTER