Cyrano, Edmond Rostand tarafından bizlere bahşedilmiş bir şaheser. 17. yüzyıldan günümüze hala değerini koruması ne muhteşem. Konular evrensel olunca, metnin dili ve yazarın zekasıyla birleşince şüphesiz metin güncelliğini koruyor çünkü hepimizin içinde bir cyrano yok mu?Beğenmediğimiz, kusurlu olduğunu düşündüğümüz bir yanımız? Ve kapitalizm baş göstermişken aşka, iyiliğe, dostluğa dair umutla söylenen güzel sözler… Böylesi bir eseri sahneye koyan Kumbaracı 50’yi ve Yiğit Sertdemir’i tebrik ediyorum. Naçizane birkaç eleştiri yapmak isterim. Eser çok kıymetli olsa da zaman geçiyor, insanlar değişiyor. Bu nedenle metnin kırpılmış halinden de fazla kırpılmaya ihtiyacı var sanki. Kuklalar, kostümler şahaneydi. Temsil ettikleri kitleyi ancak kuklalar böylesi güzel anlatabilirdi. Yiğit Sertdemir’in diksiyonu, oyunculuğa, sesi harika. Şarkılar çok yerinde. Ancak neden gerçek bir düello sahnesi izlettirmediniz? Ve o yemek sahnesine gerek var mıydı? Bazen bazı şeylerden vazgeçmek gerekir zor olsa da. Belki benim gibi düşünenler olmuştur. Emeklere sağlık. Teşekkür ediyorum kendi adıma.
Cyrano de Bergerac / kumbaracı50