“Sessizliği vurun. Bana gerçeğimi verin”
Oyundaki bu cümleyle söze başlamak isterim. Faili belli meçhul vakalara öyle uygun düşüyor ki. Oyun bittiğinde zihnimde yankılanan bu cümle oldu.
‘Uykusuz Bir Rüya, Salim’ kendi gerçekliği içinde yaşayan samimi bir genç adamın, tanık olduklarına veremediği tepkilerle deliliğe uzanan hikayesini anlatıyor. Bir yanıyla hakikat sorgusu, beraberinde gelen çaresizlikle çöküşün hikayesi. İnsanlıktan çıkmış hakikati, şefkat uyandıran insaniyetiyle Salim’in kabullenemeyişine, müdahale edemeyişine verdiği bir insani tepkiyle çöküşü.
Salim’in hikayesi Adana’dan İstanbul’a uzanıyor. Adana’da ilk evladını trajik şekilde kaybetmiş yoksul ailenin oğlu Salim, sırtında taşıdığı bir suçluluk duygusuyla ekmek parası kazanması için İstanbul’a yollanır. İstanbul’daki adresi, yozlaşmış ilişkilerle parayı bulmuş amcası Halim’in kebapçı dükkanıdır. Dükkan Aksaray’da emniyetin kapı komşusu. İki bina, iki mekan, iki gerçeklik girift halde, birbirinin içinde. Salim, işte bu iki mekanın paydaşlığında, aradaki çöken duvarın altında uykusuz bir rüyadadır.
Tek kişilik performansla sahneye taşınan bu yoğun metin, birçok ayrıksı mekan, birçok ayrıksı karakterle Salim’in hayatından kesitlere mercek tutarken toplumsal ve politik gerçekliğe de hakikat sorgusuyla bakıyor. Bu anlar, karakterler, mekanlar adeta birbirinin içinden çıkıyor, zamanda atlamalarla hikaye ilerliyor. Berkay Ateş’in hayranlık uyandıran güçlü oyunculuğu, bu yoğun ve katmanlı hikayenin sahnede hayat bulmasını sağlıyor.
Öte yandan oyundan önce metni okuyarak gelmiş olmayı dilerdim. Ayrıca oyunu sahneleme çalışmalarının yapıldığı sahnede izlemeyi isterdim. Çünkü bu yoğun hikayeyi özümseyebilmek için rejideki her bir öğenin çok yerli yerinde olmasına ihtiyaç var sanıyorum. Boş bir oda ambiyansında, tek bir sandalye eşliğinde kurulan sahnede, oyuncunun yüksek performansına eşlikçi ışık ve ses-müzik, oyuna kalabalıkları dahil ediyor. En başlıca öğe gölgeler. Ben bu noktada hikayeye girmekte bir miktar zorlandım. Geçişleri daha iyi yakalayabilmeyi dilerdim. Zira oyun sırasında yer yer yaşadığım kopukluklar, ‘bazı detayları kaçırdım’ endişesi yarattı, oyuna arzu ettiğimce dahil olmamı engelledi. Oysa başta da belirttiğim gibi, oyundan aklımda yankılanan cümleler, sahnelerle ayrıldım; bütünlüğü kaçırmadan hikayenin takipçiliğinin hakkını daha iyi verebilmek isterdim.
Evet, bazı takıntılı izleyiciler vardır :)
Alkışı bol olsun, daha nice oyunlarda Berkay Ateş’in kalemine, nefesine ortak olalım, hayranlığımızı sunalım dilerim.
Uykusuz Bir Rüya, Salim / D22