Spoiler içerir:
• Öncelikle Türk mizahında neden sonlar hep acıklı biter – bu bir kural mı; icat eden damarcı abi kim, bu ‘’gülerken ağlattı’’ arabeskliği kime ne katıyor? Neyseki internet var; ne tragedyaların umutla bittiğini görebiliyoruz artık.
• Metinler neden hep oyunun sonunu ilk 5-10 dakika da tahmin edebileceğimiz şekilde? Ben ki bir tiyatro cahili en geç ilk 15 dakika sonra bu oyunun nasıl biteceğine dair 2-3 olası tahim yürütebiliyorum, bu işlerden anlayanların durumu daha da vahim. Yolcu bilgilendirme olmayan otobüs durakları gibi, hani geleceğini bilerek beklersin sadece ne zaman geleceğini bilmezsin ya, aynen öyle.
• Çoculuğumdan beri tiyatro seyircisini kafamda hep başka bir yere koydum; medeni, nezaket sahibi, görgülü vs. , anladınız bence ne demek istediğimi. Dolayısıyla tiyatroda bir espriye alkış tutulmasını hiç anlamıyorum, gülebilirsin ama burası kadınlar matinesini veya sirk değil. Çok meraklıysan İzmir Fuarı gazinolarının yeniden açılması için imza toplayalım; arabeskçilerin ağdalı uzatmalarına ‘’allah allah’’ diye kalkıp bir kadeh rakı kaldır.
• Oyunda bazı anlar oyuncular da oyundan kopup gülüyorlar. Hadi bir kere olur anlarım ama birkaç defa olunca çok irite oldum, profesyonellikten uzak geldi. Çıkışta bunun tiyatroda bazen bir taktik olduğu ve es verildiği muhabbeti geçti. Seyirciyi oyundan koparmak için yapılan bir taktik ise çok başarılı yoksa sebebi pek anlayamadım.
• Hani bir oyundan çıkarken sende bir his, bir düşünce bırakmasını istersin ya, kafanda düşünmek istediğin veya tartışmak istediğin bir soru olur; veya ben öyleyim. Benim iki sorum oldu: birincisi ‘’eeee?’’’ – ikincisi ‘amaç’’. Cancağızım ben o apartmanda yaşadım, o komşuları tanıyorum. Ben o apartman sakinlerinden biri oldum ve sayın metin yazarı sanırım senden daha fazla yıllar geçirdim o apartmanda eğer hiç geçirdiysen. Bana ne kattın, ne vermek istedin, ve nereye vardın bi söyleyiver hele – çünkü ben anlamadım.
• Son bir ukalalık yapayım, oyuncuların kutulara vurduğunda çıkan ses, arkadan öne gelir, önden arkaya değil. Arkayı konsantre edersin, önün kafasını şişirmezsin. O yüzden o ''bamm'' sesleri pek rahatsız edici. Ayşe'nin dediği gibi amaç buysa sanırım amaç kulak zarı patlatmak.
• Oyunun bence en güzel yanı ise oyuncuların gerçekten son derece sempatik olmaları; yaptıkları işi sevdiklerini seyirciye geçirmeleri vs. Yukarıda bok atarmış gibi oldum ama her ikisinin de başka oyununa severek giderim.
Istırap Korosu / BAM