This Is Living izleyiciye sadece bir hikâye anlatmıyor, aynı zamanda bir his yaşatıyor. En güçlü yanı da tam olarak bu: bence .Oyun, yaşarken "yaşamak" nedir, sevdiğimizi kaybettiğimizde geride ne kalır gibi varoluşsal soruları düşündürürken, seyirciyi sorgulatan bir yolculuğa çıkarıyor. Buse Gül ve Yiğit Keskin’in performansları, karakterlerin iç çatışmalarını ve birbirlerine duydukları karmaşık duyguları seyirciye geçirmekte çok başarılı. Ayrıca oyunda kullanılan ışık ve ses tasarımı, karakterlerin iç dünyasını yansıtan çok önemli araçlara dönüşmüş. ayrıca
Oyun; karmaşık, çok katmanlı bir zaman örgüsü sunarken bile izleyiciyi kaybetmiyor.
Hayat ile ölüm arasındaki sınırda geçen bu hikâye, farklı zamanlarda geçen sahneleri keskin geçişlerle değil, yumuşak geçişlerle birbirine bağlıyor. Bu yapı:izleyiciye karakterlerin geçmişi ile bugünü arasında duygusal köprüler kurma şansı veriyor.
Bu başarılı oyununa mutlaka gitmelisiniz.
This is Living / Klan Sahne