Maalesef maalesef maalesef olmamış. Sözüm oyuncular, dekora, yönetmenliğe değil. Geçen sezon "Sivrisinekler" oyununu izlediğim ve çok beğendiğim Lucy Kirkwood bu oyunda -eğer metne sadık kalındıysa- feminizme çok zarar verecek şekilde bir oyunla karşımıa çıkmış. Ancak bir feminist olarak böyle saptırmaların ve radikalleşemelerin çok zarar verdiğini düşünüyorum. Bir katili anlayabilirim. Bir zalimi anlayabilirim. cahilliği anlayabilirim... Ama adet dönemiydi, hamilelikti, menopozdu diyerek kadın bedenini böylesi yanlış yerden savunmaya çalışmak net olarak sağduyuyu rafa kaldırmaktır. Kimse kıza dönüp suçlu musun diye sormadı da. Bu senaryo açığıdır. Her türlü ideolojinin uçlara kaydığı zaman esas davaya zarar vermesini yazar burada gayet güzel sahnelemiş. Senaryoyu çok kötü bulmam nenedi ile oyunun diğer unsurları hakkında da yorum yapmayı zul görüyorum. 12 Öfkeli Adam göndermesi ile de kıyas kabul etmez. Keşke onun kadın versiyonu olsaydı da biz de kadınların kararlarını etkileyen önyargılarını, yanlılıklarını, izleseydik o bile daha iyi olurdu.
Başrol kadının performansı çok iyi olsa da saçma müzikleri, anlamsız ve komik kurgulanmış hareketlerin bütünlüğünde bütün ciddiyetini yitiren bir tragedya hikayesi.
Gereksiz ritüel müzikleri oyunun havasını bozmuş yaşanması gereken dramı bizde komedi olarak hissettirmesine sebep olurken erkek oyuncunun bağırışlarının da komik olması oyunu aldı götürdü.
İlk defa bir oyundan çıkmak istedim ve dakika saydım.
Baştaki hikayeye giriş kısmı da gereksiz uzatılmıştı.
Keşke bunu sadece medea olarak oynasalardı ve yersiz bir komedi yerine gerçek bir tragedya izleseydik…
Gök Kubbe / İstanbul Şehir Tiyatroları