Hollywood sinema endüstrisinde "Unfame, Celebs veya Star" olmak fark etmeksizin herkesin içten içe tek bir ortak tutkusudur "Heykelcik"...Bu öyle bir tutkudur ki her sene binlerce insanın dipsiz bir okyanus olan Hollywood'a
tüm maneviyat ve ruhlarını kaybetme pahasına yelken açmayı göze aldırır. Tek vaadi ise "Şöhretler Kaldırımdaki birer yıldızcıktır yalnızca. Evet, Mitch Albom ironi yapmış olacak ki ve kazanan oyunu içerisindeki tüm
karakterler yozlaşmış menfaat ve çıkar üzerine kurulu yüzelsel ilişkiler bütünü içerisinde yalnızca birer kaybedendir. Bu temanın oyunun en önemli mesajlarından birini yarattığını düşünüyorum. Çünkü baş kahramanımız
Tyler Johnes, menajeri Teddy La Petty ve rol arkadaşı Kyle Morgan'un daha oyunun ilk sahnelerindeki "Araf"tan oyunun sonuna kadar sinema endüstirisi içeriside ki yozlaşmış ilişkiler bütününün birer halkalarıdır.
Aslında bu halkanın dışında kalan bir isim vardır. O da "Sheri". Sheri,Tyler için tüm bu sahte hayat ve ilişkiler bütününden kaçıp nefes alabileceği tek limandır. Ama "kariyeri ve gerçek hayat arasında" heykelcik tutkusuna mağlup
olmaktadır Tyler. Aslında belki de gerçeği bilmesine rağmen karısının hala daha kendisini aldattığına inanmak ister. Çünkü Tyler ışıltıların, paparaziler ve genç güzel kadınların her daim göz bebeği olmak ister ve
Sheri'yi belki de bir yük olarak görür.
İkinci perdede oyun daha bir derinlik kazanır. Çünkü karakterlerimizin bu uğurda vermiş oldukları içsel çatışmalar ve savaşımları gözler önüne serilir. Bugün Tyler Johnes karakterinin, Hollywood camiasından haberlere konu olan
aşırı ilaç yada uyuşturucudan dolayı otel odalarında, film setlerinde veya evlerinde ölü bulunan "Heath Ledger(Joker), P.Seymour Hoffman(Capote),Micheal K.William(The Wire) gibi hayatları trajik olarak son bulan aktörlerden bir farkı yoktur.
Şahsen oyunu komediden ziyade trajik kılanda budur. İşte Tyler Johnes'un da belki "alt metinsel olarak" böyle bir nihai sondan arafta kalarak görmüş olduğu hayalinde, iç çatışmasına ve ödediği bedeller ile yüzleşmesine tanık oluyoruz.
Türk Tiyatrosu'nun çağdaş döneminin özellikle komedi figürü performanslarıyla öne çıkan değerli sanatçısı Mustafa Şen'in başarılı performansı sayesinde Tyler Johnes karakterinin içsel çatışması ve trajik serüveninin mesajını bizlere
iletmesini sağlıyor. Mustafa Şen'in komedi performanslarının yanında böylesine içsel yoğunluğu ve derinliği olan bir karakter ile çok başarılı bir şekilde karşımıza çıkması, sanatçının " Her kabın şeklini alabilen su gibi aktör"
jargonunu bizlere anımsatıyor adeta. Özellikle Sheri ile olan sahnelerde karakter ile kurmuş olduğu köprü, oyunculuktaki "Method Tekniği"kapsamında ele alındığında çok etkileyici. Çünkü Tyler Johnes'ın gerçek iç dünyasını,
gerçek ve hayal(Oscar'a ulaşma motivasyonu) arasındaki ikilemini etkileyici performansı ile gözler önüne sunuyor. Kendiside bir oyuncu olduğu için Tyler Johnes karakteri ile kurmuş olduğu içşel bağlam ve bütünlüğün ortak olduğunu
düşünebiliiriz. Çünkü Dünya'nın neresinde olursanız olun "oyunculuk tutkusu" bahşedilmiş bir aktörseniz "Oscar Heykelciği"az da olsa hayalinizdedir.
Son birkaç sözde oyunun başında sürekli elektrik veren Gizemli karakterimiz "Seamus" için verelim. Oyunun sonunda öğreniyoruz ki "Old Vic tiyatrosundan"(Shakespeare döneminin iki büyük tiyatrosundan biri)asırlar önce yaşamış
ve arafa düşmüş bir aktördür kendisi. Micth Albom bu karakter ile aslında oyunculuların tutkularının ve kaderlerinin aynı olduğunu "gerçek ve hayal" savaşımları arasında her daim arafta kaldıklarının
bizlere mesajını vermek istemektedir sanki.
Sözlerimi tüm aktörlere hitap edebileceğini düşündüğüm şu Hollywood jargonu ile bitirmek istyorum;
"Büyük başarılar,büyük kişisel bedeller gerektirir."
Ve Kazanan... / İzmir Devlet Tiyatrosu