Oyunu ilk gösterime çıktığı zamanlarda ve son olarak da birkaç ay önce tekrar izledim. Kadın hikayelerinin anlatıldığı, görünür kılındığı, oyunları önemsiyorum. Canlı bir performans olduğu için, elbette her an değişime gebe bir alan tiyatro; bu sebeple dikkat alanımın içerisinde olan oyunların gelişimini/değişimini, geri bildirimlerle aldıkları yolladıkları gözlemlemeyi ve oyuncularının bu gösterimler sırasında kendi yolculuklarına dair bilgileri takip etmeyi seviyorum. Bu oyun da saydığım her bir açıdan beni çok besledi. İki kadının hikayesini, sahneye aktaran iki iyi oyuncu var. Özellikle kendi aksanı, kültürü olmayan bir dilde; oyuncunun bu kadar iyi bir aktarım yapılıyor olması, hiç bir cümlesinde yabancılaşma hissetmemek, seyirci gözünden çok kıymetliydi. Bizlere sunmak için gayret gösteren herkese teşekkür ederim.
Oyuncu dışında hiçbir şeyin olmadığı bir sahnede, gözünü alamaz insan elbet oyuncudan; ama izlerken yaşadıklarım, herhangi bir gözünü alamamak değildi. Oyuncunun her bir hareketini, her bir mimiğini görmek, her bir sesini duymak istedim; oyunun sonunda duyumsanmış o kadar çok veri vardı ki bedenimde ve ruhumda; oyunu izlemiş olan ben, oyuna girerken ki ben değildim… Böyle kısa bir sürede, kendimi çok kez aynalanarak gördüğüm, zor olanla mücadelenin biten değil deneyimlenerek kolaylanan bir şey olduğunun ifadesini inanılmaz güçlü bir şekilde izlediğim ve devam edenin neresinde durduğumuza işaret eden müthiş bir oyundu.
Işık, müzik ve efektler oyuncunun performansı ile o kadar güzel örülmüşler ki birbirlerine; başı sonu belli ama ikisi arası debi derya bir yolculuktu benim için. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
(Oyunun ardından Filiz Bozkuş Al sohbet etmeye zaman ayırabilirse sakın kaçırmayın derim; kendi yolculuğunu ve oyunun nasıl ortaya çıktığını dinleyince tanıklık edilenler başka bir boyut kazanıyor. Tanıştığıma ve hayatıma böyle bir yerden dokunduğuna şükran duyuyorum.)
Fok Derisi KAVUŞMA! / Tiyatro Us