A. Sami Ozbudak mekani oyuna, seyirciyi mekana dahil ederek yine "Monologlar Muzesi" ozgunlugunde bir is cikarmis. Yazlik sinema atmosferinde bir an gazoz kapaklarinizi kumsala gomecekmissiniz gibi bir duygu koridorunda, cokca tebessum ederek adimliyorsunuz.
Balat'i, cokkulturlulugunun asiriliklarini seviyorsaniz oyunu da elbette sevecek; oyunun uzun tutulmasina, yer yer tokezleyen kurgusuna, tekrar eden olaylara kredi acacaksiniz. Finalde, Fehmi Karaarslan'i ayakta alkislamak isteginize gem vurmayiniz. Bilakis, Gomidas'a da ugrayiniz, idmanli olursunuz.
Tesekkurlerimi sunuyorum.
Bernarda'yi dun Alan Kadikoy'de deneyimledim. Pesinen "8" vereyim ve dokuleyim.
Bu oyunda sozcugun gercek anlamiyla bir "kaynak israfi" goruyorum. Reji, yonetmen, yazar, yapimci tum sorumlulara sesleniyorum: Yasmin Levy'i imrendirecek sesiyle manastir ayinleri seslendirebilen, dans edebilen, sahane dans edebilen, guldurebilen, aglayabilen, uzebilen, kiliktan kiliga girebilen, Beyza'nin Kadinlari'ndaki Demet Evgar performansina yakinsayabilen bir Ozge Arslan varken kendisinin potansiyelini, sureyi, sallanan metni, dekoru iyi yonetememissiniz. Uzgunum.
Oyunun adinin neden Bernarda oldugunu kendimize sorduk durduk. Ne yapmisti ki acaba Bernarda? Birkac bir sey var elbet, yine de cok muglak.
Bir minik not da Ozge Arslan icin..
Efendim, tragus piercing'leriniz ve martenitsaniz donemle de, burundugunuz karakterlerle de oyunla da bagdasmadi. Onlar haric buyuleyiciydiniz.
Tesekkurlerimi sunuyorum.
Tebdil / 2383yapım