23 Aralık Cuma günü Üsküdar’da izledim. Kitabını okuduğum için hikayeye hakimdim, sıradan bir oyuna gidiyormuş gibi gitmemek gerek. Oyun belli ki uzun modernize edilmiş, Hamlet’i oynayan oyuncu elinden geleni fazlasıyla yapmış, şahsen başarılı buldum.
Kral Claudius’un sesi kısılmıştı ama yine de iyi iş çıkardı diye düşünüyorum. Polonius, komiklikle ciddiyet (herhalde kralın yaveri olması nedeniyle) arasında sıkışmış gibi bir tipleme olmuş ama eğlenceli buldum. Ofelya da iyi iş çıkarmış, her ne kadar sesi kısık olsa da Laertesin de keza öyle.
Gertrude rolünde olan abla -ki ben şarışın hayal etmiştim, biraz yaşça büyük geldi bana- kraldan büyük duruyor, oyunculuğu çok iyi. Rosencrantz ve Guildenstern sade sakin iş çeviremez iki tipi oynadılar.
Horatio hikayede bir hayalet gibi seyirci ile olan biteni sahne üzerinde ordan oraya giderek izliyor, bir nebze anlatıcı görevi görüyor gibi. Saraya gelen oyuncular genel anlamda daha komik olabilirdi diye düşündüm, Osric akıcı ve anlaşılır konuşması ile ön plana çıktığından başarılıydı.
Oyun çok gerilim ve ağır müziklerle ilerlerken mezarcılar gerim gerim gerilen ve dişlerini sıkan seyirciye bir nefes aldırdılar. Başarılı ve doğal oyunculuklarını, birbiriyle tartışmaları ile harmanlayıp seyirciyi gülümsetmeyi başarıyorlar. Muhtemeldir ki yönetmen de böyle düşünmüş.
Final kısmı aksiyonlu, sadece kılıç sahneleri biraz yapmacık geldi. Ancak temsili olarak düşünüldüğünde olağan karşılanabiliyor.
Sonunda da eğer kendinizi iyice oyuna verebildiyseniz, gerçekten gözleriniz doluyor ve izlediğinize asla pişman olmuyorsunuz. Evet, kısaca “Hamlet” izlenebilir ve izlenmesi gereken bir oyundur :)
Hamlet / İstanbul Şehir Tiyatroları