Hani bazı şeyleri bilirsiniz, görürsünüz, duyarsınız, anlarsınız ya da anladığınızı sanırsınız.. Ama, hayat devam ederken, görmezsiniz, duymazsınız, arada silik bir iz olarak kalır, size dokunmaz, dokunmazsa bin yaşasın dersiniz, bilip de bilmezsiniz ya da sizden çok uzaktır, fazlaca da ilgilenmezsiniz...İşte onlardan biri Eylül ve en çarpıcılarından...Tokat gibi çapıyor hem de.. Oyuncuya ve oyuna gelmeden önce senaryodan bahsettim ama gerçeklik o kadar yüksek ve o kadar iyi işlenmiş ki..Ve Uğur Kanbay...Bu genç yetenek ne kadar ödül varsa hakkıyla almış hatta az almış. Tam iki saat boyunca gülerken hüzünlendik ve oyundan çıkarken koca bir öküz oturdu böğrümüze.. Uğur Kanbay izleyeni avucunun içinde sallaya, sallaya fırlatıp duvara atıp, sonra da ardına bile bakmadan alkışlarınızı da toplayıp büyüyerek gidiyor sahneden.. Oyundan çıktıktan sonra da oyunda ve hatta bu gerçeklikte kalmaya devam ediyorsunuz.. Muhteşem bir performans ...İzlemediyseniz tiyatro sayfanızı bırakın hayatınızda da büyük kayıp..!!
Bravo Uğur Kanbay, emeğinize sağlık, yolunuz açık olsun....
Eylül / sfrpztf